Yaprak kesici
karıncalar
ya da diğer adıyla “attalar"ın
belirgin özellikleri; koparttıkları yaprak parçalarını yuvalarına
götürmeleri ve orada oluşturdukları ”yeraltı bahçelerinde”,
yiyebildikleri tek besin olan bir “mantar türü”nü yetiştirerek
varlıklarını sürdürmeleridir.
Hayatlarını devam ettirmek için son derece uyumlu bir işbirliği
içindeki ekipler halinde farklı görevler üstlenmeleri onların
büyüleyici olan yönleridir.
| |
Yaprak kesme işlemini
yapan ekip; yaprakları kuvvetli çeneleriyle keserek başlarının
üstünde yuvaya
taşır. Bu nedenle;
karıncaların gün boyunca çalıştıktan sonra yuvaya dönüşleri çok
ilginç bir görünüm ortaya çıkarır. Böyle bir görüntüyle karşılaşan
kişi, ormanın zemini sanki canlanmış, yürüyormuş hissine
kapılacaktır.
Tahmin edilen o ki; Yaprak kesiciler, yağmur ormanlarında, yere
dökülen yaprakların yaklaşık %15'ini yuvalarına taşıyabilecek kadar
muazzam bir işbirliği ve çalışma becerisine sahiptirler.
Kesici ekipler, yaprakları kesip yuvaya ulaştırırken…
Bir başka ekip,
salgıladığı ”antibiyotik sıvı” ile yeraltı bahçelerini temizler,
”dezenfekte” eder…Böylece, “ekim” için kullanılacak mantar bahçesini
bozacak herhangi bir ürünün yetişmesi önlenir.
Diğer bir ekip ise; yuvaya ulaştırılan büyük yaprakları, küçük
parçalara ayırarak hazırlamaktadır. Yaprakların kendisini
yiyemezler çünkü, vücutlarında, bitkilerde bulunan selülozu
sindirebilecek enzimler yoktur. Yaprakların küçük parçalar
ayrılması; arkadan gelen başka bir ekibin, bu küçük yaprak
parçalarını ağzında çiğneyip “lapa” haline dönüştürebilmesi ve ekim
işlemine uygun duruma getirmesini sağlamak içindir.
Daha bitmedi.Bir başka ekip, devreye girerek, hazırlanmış yaprak
lapasını mantar ekimi için uygun olan yerlere serer.O sırada, diğer
ekip de yuva içindeki eski bahçeciklerden mantar parçalarını
sürükleyerek bu yaprak lapalarının içine ekmektedir.
Evet.Nihayet, karıncaları besleyecek mantarın yetişmesi için tüm
hazırlıklar tamamlanmıştır.
Bitti mi?Hayır.Bu olağanüstü organizasyon sürerken, geri kalan
ekipler de başka görevleri yerine getirirler.Örneğin, “koloninin
korunması” gibi.Yuva içindeki başka bir ekip,”kraliçe ile larvaları”
korumaktan sorumludur.Orta boylu karıncalar, hemen tüm günlerini
yaprak taşıyarak geçirdikleri için kendilerini korumakta zorlanır.
Bu noktada, bir başka “koruyucu ekip” devreye girer ve yaprakları
taşıyan işçi karıncaların yanında bulunarak onları korur.Daha küçük
boyda olan bu koruyucu karıncalar, taşınan yaprağın üzerine oturarak
çeşitli savunma taktikleri geliştirirler.
| |
Üstte küçük boy koruması ile yaprak
taşıyan bir yaprak kesici görülüyor
.
Belki tek tek ele alındığında sıradan gibi gözüken bütün bu işler,
ortak bir amaç için çalışan ekip üyeleri sayesinde hiç de sıradan
olmayan sonuçlar elde edilmesini sağlar.
Yaprak kesici karıncaların dünyası, iş yaşamında ekip çalışmasının
temelini oluşturan bazı kavramları ve o kavramların işlerlik
kazanmasıyla ortaya çıkan mükemmelliği de farklı bir açıdan
sergilemektedir.
*"Karıncaların
hayatını devam ettirebilmesi "gibi
ortak bir amacın
varlığı,
*"Yaprak taşıyan
savunmasız üyelere"korumalık yapmak” gibi
ekip üyeleri arasında
karşılıklı bağımlılık,yardımlaşma,
*"Antibiyotik sıvı
ile ortamın temizlenmesi" gibi
ekip üyelerinin
“uzmanlığına”duyulan karşılıklı ihtiyaç,
*"Bir ekip yaprakları
keserken, diğerinin ekim yerini hazırlaması"gibi birbirine bağlı
işlevlerin tam bir uyum içinde gerçekleşmesiyle yaratılan
ekip sinerjisi, birlik
ve beraberlik,
Kısacası; Amazon’da
yaşayan “yaprak kesici-atta karıncalar” bize;
bireysel güçler,
bireysel yetenekler, bireysel çabalar; bir “amaç doğrultusunda” uyum
içinde ”birleştirildiğinde” başarı için tükenmez bir güç elde
edilebileceğini
kanıtlamaktadır.
Kaynak:National Geographic
|
ANASAYFA | İK SORUBANK | İK SÖZLÜK | İK KİTAP | İK ARAŞTIRMA |
10 Şubat 2013
EKİP ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ FARKLI BİR HİKAYE...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder