ANASAYFA İK SORUBANK İK SÖZLÜK İK KİTAP İK ARAŞTIRMA

1 Kasım 2013

İnsan Kaynakları Yönetiminin Kamu Sektöründe Kalite Oluşumunda Yeri ve Önemi (Serpil TÜRKMEN-Yüksek Lisans Bitirme Projesi)




Bilgi Çağı ve Ötesi” olarak nitelendirilen içinde bulunduğumuz 21.yüzyılda tüm dünyada bilgisayar, teknoloji, iletişim, ekonomi, sosyal ve kültürel alanlarda yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte; tüm sektörlerde giderek artan sürdürülebilir rekabet, tüm organizasyonlarda değişimin sürekliliği ortaya çıkmış ve ayakta kalabilmek için “insan” ve “kalite” odaklı ürün ve hizmet üretme anlayışına yönelme kaçınılmaz hale gelmiştir.

 Geldiğimiz noktada, gerek özel sektörde gerekse kamu sektöründe İnsan Kaynakları Yönetiminin uygulanmasının önemi artmıştır. Artık, ürün ve hizmet üretiminde “kalite” bir keyfiyet olarak değil, olmazsa olmaz bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

 Özellikle; bilgisayar, teknoloji, ekonomi, bilgisayar, iletişim gibi alanlardaki hızlı gelişmelerden ve değişimlerden etkilenen İşletmelerde; etkili, verimli ve başarılı olmak için, mevcut insan kaynağını en iyi şekilde değerlendirmeye yönelik çabaların daha da yoğunlaşarak, kalite ve insana odaklı  İnsan Kaynakları Yönetimine ve bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin entegre edilmesine önem verilmeye başlanmıştır.

 İnsan Kaynakları Yönetiminin kamu sektöründe kalite oluşumdaki yeri ve öneminin incelendiği bu çalışmada aynı zamanda  İnsan Kaynakları Yönetiminin tarihçesi, amaçları, ilkeleri, işlev faaliyetleri üzerinde durularak, kamu sektöründeki insan kaynakları yönetiminden bahsedilmiş olup, kalite tanımı, içeriği, kapsamı, iş hayatındaki kalite, kalite kültürü ve yönetimi, kaliteyi artırıcı program ve yöntemlere değinilmiş olup, İnsan Kaynakları Yönetimi ile Kalite ve Kalite Yönetim Sistemi ilişkisi incelenmiştir.Ayrıca, bir kamu kuruluşunda İnsan Kaynakları Yönetimi sürecinde Kalite Yönetim Sistemi incelemesi yapılmıştır.

  Bu çalışmada;  İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kalite Yönetiminin kuramsal ve uygulamalı olarak ele alınması ile birlikte bu sistemlerin birbirleriyle etkileşimlerinin incelenmesi ve kamu sektörünün kendine özgü yapısından kaynaklanan nedenlerle İnsan Kaynakları Yönetiminin ve Kalite Yönetiminin kamu sektöründe uygulanmasını güçleştiren zihinsel ve kurumsal engellerin aşılması için önlemler alınmasına bir nebze olsun katkı sağlanması düşünülmüştür.

  “İnsan Kaynakları Yönetiminin Kamu Sektöründe Kalite Oluşumunda Yeri ve Önemi” konulu bu proje, dört bölümden oluşmaktadır.
 

          Projenin birinci bölümünde; İnsan Kaynakları Yönetimi tarihçesi, amaçları, ilkeleri, işlev faaliyetleri ile kamu sektöründe İnsan Kaynakları Yönetimi değerlendirilmiştir.

          Projenin ikinci bölümünde; kalite tanımı, içeriği, kapsamı, iş yaşamında kalite, kalite kültürü ve kalite yönetimi, kalite’yi artırma programları ve yöntemleri ile birlikte ele alınmıştır.

       Projenin üçüncü bölümünde; İnsan Kaynakları Yöneticilerinin yeni rolleri ve yetkinliklerinden bahsedilerek, İnsan Kaynakları Yönetimi işlevleri ile kalite ilişkisi, kamu sektöründe Elektronik İnsan Kaynakları Yönetimi ve kalite konusu incelenmiştir.

           Projenin dördüncü ve son bölümünde; İstanbul Anadolu Yakasında ve Kocaeli İlinin bir kısmında elektrik enerjisi iletimi faaliyetini yürütmekte olan TEİAŞ 4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünde İnsan Kaynakları Yönetimi koordinatörlüğünde kurulan Kalite Yönetim Sistemi süreci  incelenmiştir.  


BÖLÜM 1

 1. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ’NE BAKIŞ

         Proje çalışmasının bu ilk bölümünde, İnsan Kaynakları Yönetimi tarihçesi, İnsan Kaynakları Yönetimi amaçları, İnsan Kaynakları Yönetimi ilkeleri, İnsan Kaynakları Yönetimi işlev faaliyetleri ile kamu sektöründe İnsan Kaynakları Yönetimi değerlendirilmiştir.

1.1. İnsan Kaynakları Yönetimi Gelişimi

         İnsan Kaynakları Yönetiminin gelişim süreci incelendiğinde temelde Personel Yönetiminin bir uzantısı olarak ortaya çıktığının belirtildiğini görmekteyiz.

         Modern ve bilimsel bir personel yönetiminin; yaklaşık olarak 1940 yıllarında başladığını ve buna karşılık personele ilişkin sorunların önem kazanması ile birlikte yöneticilerin dikkatini çekmesinin ise çok daha gerilere gittiğini söylemek mümkündür[1].

         İşletme Yönetimi alanında duayen akademisyenlerden Sn.Prof.Dr.Kemal TOSUN’un “İşletme Yönetimi” kitabında “İşletmenin Beşeri Yönü ve Moral Gücü “başlığı altında belirttiği üzere; “…İşletmenin beşeri yapısı, onu oluşturan insanlar (işbirliği yapan bireyler) sayı, bileşim ve özellikler (kalite) bakımından optimal (en uygun ve uyumlu) bir durumda ise sağlam sayılabilir.Yapının optimalliği ve dolayısıyla güçlülüğü hem personelin kendi içinde, hem de personel ile diğer üretim etmenleri arasında var olan uyum ile oluşur.İşletmede görülen işler ile personelin sayısı, bileşimi ve nitelikleri arasındaki uyumda sözü geçen güçlülüğün önemli bir belirtisidir.Personeli oluşturan bireylerin bedensel, ussal ve ruhsal sağlık durumları, yetenekleri, beceri, tecrübe ve uzmanlık dereceleri de toplumsal gücünün önemli kanıtlarıdır…[2]” ifadesi ile Personel Yönetiminde beşeri olarak nitelendirilen “İnsan” unsurunun önemi ortaya konmuştur.

         Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine doğru yaşanan dönüşüm ve İnsan Kaynakları Yönetiminin bugünkü anlayışla gelişebilmesi uzun bir dönemde, çeşitli aşamalardan geçtikten sonra mümkün olabilmiştir. Başlangıçta Personel Yönetimi, salt çalışanlar hakkında bir kayıt tutma faaliyeti olarak görülmüş ve bu bağlamda iş gören, bir maliyet unsuru olarak ele alınmıştır.
           Oysa ki çağdaş anlayış, insan kaynağını bir maliyet unsuru olarak değil, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi gereken bir kaynak biçiminde algılamaktadır[3].
           19. yüzyılın son döneminde meydana gelen hızlı teknolojik değişimle birlikte işgücünde uzmanlaşmanın çok arttığı sanayi devrimi döneminde, İKY’nin gerçek anlamda belirginleştiğini gözlemlemekteyiz.

          Teknolojideki ilerlemeler, işletmelerin büyümesi, işçi sendikalarının gelişmesi ve hükümetlerin işçi kesimiyle daha fazla ilgilenmesiyle birlikte, özel sektör örgütlerinde personel bölümlerinin ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu dönemde, insan kaynakları bölümü yöneticileri, yönetim ile iş görenler arasında bir köprü işlevini üstlenmişlerdir[4].

          Sanayi toplumunda teknolojik ilerlemelerin mekanizasyonu ve otomasyonu arttırması, iş görenlerin giderek daha bilgi-yoğun işlerde çalışmasına ve fiziksel güce dayalı işlerin azalmasına yol açmıştır. Bu arada insan unsurunun toplumsal ve ekonomik aktör olma özelliği daha belirgin biçimde ortaya çıkmıştır. Sanayi ötesi döneme geçişle birlikte ise insan unsuru en önemli güç olarak gerek sanayi gerekse hizmet sektöründe yerini almıştır[5].   
     
         1960-1970 ’li yıllarda işçi-işveren ilişkileri ile ilgili çalışma hayatında çıkarılan yasalarla Personel Yönetimi etkinliğini artırmaya başlamıştır. Daha önceleri Muhasebe vb. bölümlerde yürütülen tüm özlük işleri Personel bölümlerinde yürütülmeye başlanmıştır. Böylece bordro ve özlük işleri ile uğraşmaya başlayan Personel bölümleri aynı zamanda işletmelerde insan faktörü ile ilgilenen tek bölüm olmuştur.

         1980’ler İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışının, klasik personel yönetiminden tamamen ayrıldığı dönem olarak tanımlanmaktadır[6] .

         1980’lerde gelişmeye açık firmalar İnsan Kaynaklarını organizasyonun önemli bir parçası olarak görmeye başlamışlardır. İşletmelerin geleceğinde Pazar ve Rekabet gücünün öneminin artması yönetimleri İnsan kaynakları fonksiyonları ile ilgilenmeye itmiştir.
    
          1990’lara gelindiğinde ise “Öğrenen Organizasyonlar” anlayışı ortaya çıkmış aynı zamanda en üst kademeden en alt kademeye kadar kalitenin yayılmasını savunan “Toplam Kalite Yönetimi” anlayışı sayesinde işletmelerde insan faktörü çok daha ön plana çıkmaya başlanmıştır. Sistematik eğitim faaliyetleri hızla yaygınlaşmaya başlanmıştır.
        
         Böylece; gerek üstlenilen rol ve örgütsel konum açılarından; organizasyon içindeki tutum, karar alma ve yetki, misyon ve faaliyet derinliği gibi konulara, gerekse yönetim tarzı ve temel faaliyet boyutları açısından; yönetimin rolü, iletişim, standartlaşma, değer verilen yönetsel beceriler, seçim, ücret, çalışma koşulları, çalışma ilişkileri, iş sınıfları ve kademeleri, iş tasarımı, çatışma ve uyuşmazlık yönetimi, yetiştirme ve geliştirme gibi konulara bakıldığında, geçerli çözümlerin üretilmesi ve çağdaş yaklaşımlarda artık Personel Yönetiminin yetersiz duruma geldiği ve İnsan Kaynakları Yönetimi ile arasında önemli farklılıklar olduğu ortaya çıkmış olması,  Personel Yönetimi işlevinin adının da İnsan Kaynakları Yönetimi olarak değişmesine neden olmuştur [7].

1. 2. İnsan Kaynakları Yönetiminin Amaçları ve Önemi

          Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine geçiş sürecinde ve sonrasında  1980’li, 1990’lı, ve 2000’li yıllarda İnsan Kaynakları Yönetiminin  amaçlarında da farklılıklar olduğu görülmüş , geçmişte İKY’nin belirli amaçları arasında adayları işe cezp etmek, eğitmek, istenen çalışanların işte kalmasını sağlamak, performanslarını değerlendirmek ve ücretlendirmek olarak belirtilmiş iken;

         Günümüzde İKY’nin iki temel amacı olduğunu söyleyebiliriz.Verimliliği artırmak ve iş yaşamının niteliğini yükseltmekle rekabet üstünlüğünü sağlamak.İnsan Kaynakları Yönetimi işgücü ile ilgili çeşitli kriterleri kullanarak gerek verimlilik gerekse iş yaşamının niteliği üzerinde olumlu gelişmelerin elde edilmesini sağlar. İKY tarafından kullanılan ve bu kaynakların etkinliği için önemli olan bu kriterlerin işgören performansı, tatmini ve sağlığından oluştuğunu söyleyebiliriz[8].

        Bir başka deyişle; İKY’nin amaçları “insan kaynaklarına özgü” bir diğer ifade ile kendine has amaçlar, diğeri ise “genel amaçlar” olmak üzere iki ana başlık altında incelenebilir. İnsan kaynaklarına özgü amaçlar arasında adayları işletmeye cezp etmek, yüksek nitelikli çalışanların işte kalmalarını sağlamak, çalışanları motive etmek ve çalışanları sürekli olarak eğitmek yer almaktadır. 

         İKY verimliliği ve kaliteyi arttırarak, çalışma yaşamının kalitesini geliştirerek, yasal gereklere uyarak, rekabet avantajı elde edecek faaliyetlerde bulunarak ve işgücünün uyum göstermesini sağlayarak işletmenin nihai çıktılarına katkıda bulunur. İlgili amaçlar İKY’nin genel amaçları arasında yer alır[9].

          Bu bağlamda; kısaca, İKY’nin temel amacının, hem işletmenin verimliliğini arttırmak hem de çalışanların ihtiyaçlarını karşılayarak onların işlerinden tatmin olmasını sağlamak olarak belirtilebilir.

          Dünün Personel Bölümü, sadece tayin, terfi, izin, hastalık, devam gibi personel kayıtlarını tutar, puantaj işler ve bordro hazırlardı. Bugünün İnsan Kaynakları Yönetimi, mevcut fonksiyonlarının yanında; çalışanların örgüt kültürünü belirlemelerinden benimsemelerine; çalışanların mesleki ve kişisel gelişimlerinden kurumsal değişim ve gelişime kadar geniş bir yelpazede politikalar üretmek ve bunları çalışanlarla paylaşmak durumundadır.
         
         İKY’nin önemi günümüzde aşağıda belirtilen sorunlar nedeniyle her zamankinden çok artmıştır[10];
.
·               İşgücü ile ilgili maliyetler (iş gücü devir oranı, devamsızlık oranı, iş kazalarının neden olduğu kayıplar, hatalı üretim, ürün niteliği, işyeri ortamı moral motivasyonu, çatışma düzeyi gibi)
·                 Verimlilik (İş gücü verimliliği, tatmin düzeyi, başarı güdüsü)
·                 Değişimler (Toplumsal, kültürel, yasal, eğitimsel, teknolojik alanlarda)
·                 İşgücündeki olumsuzluk belirtileri (İşlerin sıkıcılığı, yabancılaşma, tatminsizlik gibi)
·                 Küreselleşme (Genişleyen iletişim ağı, farklı kültürler, ihtiyaçlar, beklentiler,  yasalar, farklı yeteneklere olan ihtiyaçlar, artan rekabet gibi)

         İKY’nin önemini vurgulayan bu sorunların çözümünde İnsan Kaynakları Yönetimi etkin olduğu ölçüde büyüyen ve gelişen kuruluşlar ile yerinde sayan hatta gerileyen kuruluşların arasındaki farkta ortaya çıkacaktır.


1. 3. İnsan Kaynakları Yönetimi İlkeleri

                   İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışına hakim olan bir takım ilkeler geliştirilmiştir. Bu ilkeler aşağıda sıralanmıştır[11].
            Örgütsel amaçlara çalışanlarla ulaşılır. Bu itibarla çalışanlara değişen bir maliyet unsuru olarak değil, yatırım yapılan değerli kaynaklar (varlıklar) olarak bakmak gerekir.
·                     Örgütsel etkinlik, insan kaynağı stratejilerinin geliştirilmesi ve örgütsel kültüre yeni şekil ve anlayış kazandırmakla artırılabilir. Bu noktada önemli bir zihniyet değişimine gerek duyulur.
·                   İnsan kaynaklarından optimum düzeyde yararlanma tutarlı ve uyumlu politikalar geliştirmekle olanaklıdır. Böylece personelin örgüte bağlılığı artar.
·                   İnsan kaynakları yönetimi, bireyi örgüt içinde ve dışında tüm boyutları ile sorgulayıp işe koşmayı ilke edilir. Bu süreçte çağdaş insan felsefesinin çağdaş örgüt yönetimini biçimlendirmesi öngörülmüştür.
·                   İnsan kaynakları yönetimi üst yönetimin güdümünde bir etkinlik olmakla birlikte, takım çalışmasına dayalı bir yönetim sürecidir.
·                   İnsan kaynakları yönetiminin yürütülmesinde sorumluluk eylemci birim yöneticilerine verilmiştir. Ancak, çalışanların işe aktif katılımı önemli sayılmaktadır.
·                   İnsan kaynakları yönetimi stratejik elverişliliğe olan gereksinme üzerinde durur. Bir başka ifade ile örgüt ve personel bütünleşmesi, insan kaynakları yönetiminin hedeflerindendir.
·                   İstihdam politikaları ve uygulamaları açısından, kapsamlı ve uyumlu bir yaklaşım kabul edilmiştir.
·                   Güçlü kültürlere ve değerlere önem vermiştir. Bu noktada örgüt kültürünün oluşturulması kaçınılmaz bir zorunluluk oluşturur.
·           Çalışma ilişkilerinde yüksek güven esas alınmıştır. Güvenin tesisi büyük ölçüde yöneticilerin sorumluluğundadır.
·                   Örgütlendirme ilkeleri organiktir ve yerelleşmiştir. Esnek roller ve ekip çalışması önem taşır.
·                   Ödüller performansa, beceriye ve yeteneğe göre farklılık gösterir.
1.4. İnsan Kaynakları Yönetimi İşlev Faaliyetleri:


          İşletmelerdeki görevi ne olursa olsun ve hangi birimde çalışırsa çalışsın işletmedeki her birey, insan kaynakları yönetiminin kapsamına girmektedir. İnsan Kaynakları Yönetimi, bu kişilerin işe alınmalarından emeklilik aşamasına kadar, kimi zaman emeklilik sonrası dönemde bile önemli roller üstlenmekte, onların etkin ve verimli çalışabilmeleri için çağdaş yöntemler geliştirmekte ve uygulamaktadır. İnsan kaynakları yönetimi, bu görevini yerine getirirken temelde iki önemli amaç gütmektedir. Bunların ilki, örgütte görev yapan insanların bilgi, yetenek ve becerilerini rasyonel biçimde kullanarak örgüte olan katkılarını maksimum düzeye çıkarmak, ikincisi ise, örgütte görev yapan insanların mümkün olduğunca işten tatmin olmalarını sağlamaktır.

       İnsan Kaynakları Yönetimi, bu iki amacı birlikte gerçekleştirebilmek için insan kaynağıyla üç açıdan ilgilenmektedir [12]:
                                                                            
·                     İnsan kaynağından yararlanma,
·                     İnsan kaynağını motive etme veya isteklendirme,
·                     İnsan kaynağını koruma.

           Bu bağlamda ; İnsan Kaynakları Yönetiminin verimliliğe ve iş yaşamının kalitesine etki eden İşlev Faaliyetlerini şöyle sıralayabiliriz:

·                     Planlama (planlama, programlama, iş analizleri, iş tanımları)
·                     Kadrolama (personel sağlama, seçme ve yerleştirme, oryantasyon)
·           Değerlendirme ve Ödüllendirme (performans değerlendirme, temel ücret ve maaşlar, özendirici sistemler, yan ödüller)
·                     Yetiştirme ve Geliştirme (eğitim ve yerleştirme, kariyer planlaması)
·                     Endüstri İlişkileri (toplu pazarlık, şikayet yöntemleri, örgütlenme)
·                    Koruma ve Geliştirme (iş güvenliği, iş gören sağlığı)[13]  
  
        
1.5. Kamu Sektöründe İnsan Kaynakları Yönetimi

          Ülkemizde , “özlük işleri”, “personel yönetimi” gibi isimler altında bir evrim süreci yaşayan “örgütün insan unsuru” bugün hem özel sektörde hem de kamu sektöründe yaygın biçimde “İnsan Kaynakları Yönetimi” biçiminde kullanılmaya başlanmıştır. Bu değişim salt biçimsel bir değişim değildir.

          
          Kuşkusuz bu tercihte İnsan kaynakları yönetimi sözcüğünün yeni ve moda bir terim olmasının yanında kamu personel yönetiminin hızlı bir değişim süreci içinde olmasının ve geleneksel kamu personel yönetimi anlayışının aşılarak çağdaş bir  personel ya da İnsan kaynağı yönetimine dönüşmesinin de büyük payı bulunmaktadır. Nitekim 2003 tarihinde hükümetin üzerinde uzun süre çalıştığı “Kamu Yönetimi Reformunda” kamu personel rejimi ile ilgili olarak da önemli bir değişim; insan kaynakları yönetimi kavramının tasarıda resmen yer almasıdır[14].      

         Türkiye’nin en önemli problemlerinden birisi de yetişmiş insan kaynaklarına sahip olmamasıdır. Yetişmiş insan kaynakları kamu sektöründen çeşitli nedenlerden dolayı ayrılmaktadır. Bu da kamu yönetimimizin bir özelliği durumuna gelmiştir.                   

        Ülkemizde, Cumhuriyet rejimine geçişle birlikte önemli iktisadi sistem denemeleri olmuştur.

    Özellikle Mustafa Kemal Atatürk döneminde çeşitli iktisadi akımların denendiği bilinmektedir. Ama yetişmiş insan kaynaklarının olmaması nedeniyle  uygulamaya konulan bu iktisadi akımlar yeterince hayata geçirilememiştir. İnsan kaynakları bir ülkenin en önemli kaynağıdır. Birçok ülke yeraltı kaynaklarına sahip olmamasına rağmen sanayi maddeleri üretmektedir. Bunun sebebi de kalifiye insan kaynağına sahip olmasından kaynaklanmaktadır[15].
          
         Kurumlardaki iş gücü devir oranı, devamsızlık oranı, iş kazalarının neden olduğu kayıplar, hatalı üretim, ürün ve hizmet niteliği, işyeri ortamı moral motivasyonu, çatışma düzeyi, çalışanların verimliliği,  tatmin düzeyi ve başarı güdüsü; toplumsal, kültürel, yasal, eğitimsel, teknolojik alanlarda yaşanan değişim ve gelişimler, işlerin sıkıcılığı, yabancılaşma, tatminsizlik konuları; genişleyen iletişim ağı, farklı kültürler, ihtiyaçlar, beklentiler, yasalar, farklı yeteneklere olan ihtiyaçlar, artan rekabet gibi küresel hususlar; özel sektörde olduğu gibi kamu sektörünü de etkilemiş durumdadır.

          Buna bağlı olarak, kamu sektöründe en üst kademeden en alt kademeye kadar ve tüm birimler arası ilişkilerin niteliğini yeniden belirleyen bir dönüşüm sürecinden söz edilebilmektedir. Kamu sektöründe gelişen ve yeni anlamlar yüklenen birimlerden biri de Personel Yönetimi ya da İnsan Kaynakları birimleridir.

          Günümüzde gelinen noktada, yeni kamu yönetimi anlayışını ve dolayısıyla kamu sektöründeki olması gereken değişim özetlenecek olursa şu hususlara değinilebilir[16];

·           Hizmet sunan birimler arasında rekabetin geliştirilmesi,

·                    Kontrolü bürokrasiden topluma doğru kaydırmakla vatandaşı ya da müşteriyi güçlendirmek (Kamu’da müşteri ya da vatandaş odaklılık),

·                 Dikkati sadece girdilere değil, çıktılara da yoğunlaştırmak suretiyle performans ölçümüne imkan sağlarlar,

·                    Hizmetlerden yararlananları yeniden tanımlayarak onları müşteri olarak görürler ve seçenekleri yeniden sunarlar,

·                    Ortaya çıkamadan önce sorunları önlerler,

·                    Sadece harcamaya değil kazanmaya da gayret ederler,                                            

·                    Katılımcı anlayışla otoriteyi desantralize ederler,

·                     Piyasa mekanizmasını bürokratik mekanizmaya tercih ederler

           Diğer bir bakış açısına göre; kamu yönetiminde İnsan Kaynakları olgusunu üç gruba ayırmak gerekmektedir. Bunlardan birincisi ülkenin İnsan Kaynakları ki; bundan kastedilen; çalışabilen ve çalışacak olan faal nüfustur. İkincisi ise, kamu yönetimini sektör olarak düşündüğümüzde, kamu sektörünün İnsan Kaynaklarıdır.        Üçüncüsü de; kamu kurumlarının bizzat seçtikleri mikro düzeydeki İnsan Kaynakları planlamasıdır[17].

          Dolayısıyla; artık günümüzde kamu yönetimi ve kamu sektörü yapısı içerisinde İnsan Kaynakları Yönetimi işlev ve fonksiyonlarının rasyonel, adaletli ve eşitlikçi bir anlayışla yerleştirilmesi, işletilmesi ve kontrolü;  özel sektörde olduğu gibi kamu sektörünün de yapısını iyileştirici, hizmette veya üretimde mükemmeli sağlayıcı ve hem vatandaş memnuniyetini hem de çalışan memnuniyetini sağlayıcı etki yaratacağı düşünülmektedir.

BÖLÜM 2

2.KALİTE’YE BAKIŞ

         Bu ikinci bölümde; kalite tanımı, içeriği ve kapsamından bahsedilerek, iş yaşamında kalite ile kalite kültürü ve kalite yönetimi konularına değinilerek kalite artırıcı program ve yöntemler üzerinde durulmuştur.

2. 1. Kalite Tanımı / İçeriği / Kapsamı

         Literatürde kalite kavramının değişik tanımları bulunmaktadır.Şöyle ki[18];

   Kalite (Qualites) Latince “nasıl oluştuğu” anlamına gelen “qualis” kelimesinden gelmektedir. Esasta kalite sözcüğü hangi ürün ve hizmet için kullanılıyorsa, onun gerçekte ne olduğunu belli etmek amacını taşımaktadır.

         Kalite, genel olarak günlük konuşmalarda üstünlüğü ve iyiliği, diğer bir deyişle kaliteye konu olan ürün ve hizmetin iyi niteliklerinin olduğunu belirtir. Bu bakımdan da kalite, subjektif (kişisel) değerleri içermektedir. Subjektif değerlendirmeden oluşan kalite anlayışı kişiden kişiye, yöreden yöreye ya da ülkeden ülkeye çok sayıda faktörün etkisi altında değişik yapı göstermektedir.
         Bu nedenlerle tüketicinin ürün ve hizmetler için kullandıkları kalite kelimesinin ifade edeceği anlamlar da farklı olabilmektedir.

         Kalite, geçmişte de var olan bir olgu olmasına karşın, günümüzde insanların ve kurumların en fazla değer biçtikleri konulardan birisi olmuştur. Bugünün küresel rekabet ortamında, gerek özel gerekse de kamu kuruluşlarının öncelikli hedeflerini kalite düzeylerini ve standartlarını geliştirmek oluşturmaktadır. Bunda etkili olan en önemli olan etkenler şüphesiz, kurumların ürün ve hizmetlerini sürekli gelişime odaklı biçimde geliştirmeleri ve artan yoğun rekabet ortamıdır. Kalite kavramını ele alan kalite guruları, kavramın farklı boyutlarına vurgu yapmışlardır. Kalitenin öncülerinden bazılarının kalite kavramına ilişkin görüşleri ise şu şekildedir.

       “Kalite, amaca uygunluk ve en düşük maliyetle ve pazara uygun şekilde tahmin edilebilir ve güvenilir istikrar düzeyidir” (Deming).
       Kalite, kullanıma uygunluktur” (Juran).
       “Kalite, ihtiyaçlara uygunluktur” (Crosby).
       “Kalite, ürünün sevk edildiği zamandan topluma ulaşıncaya kadar verilen kayıptır” (Taguchi).
        “Kalite, en ekonomik, en kullanışlı ve tüketiciyi daima tatmin eden kaliteli ürünü geliştirmek, tasarımını yapmak, üretmek ve satış sonrası hizmetlerini vermektir” (Ishikawa) .

         Ayrıca; Kalite, bir ürün veya hizmetin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama kabiliyetine dayanan özelliklerin toplamı olarak tanımlanabilir[19].
         Kalite; kaynakların verimli kullanımını sağlayan, ürün ve hizmetlere kullanım uygunluğunu kazandırarak, müşteri ve vatandaş gereksinimlerine uygun üretim ve hizmet anlayışının yaygınlaşmasıyla birlikte kurum ve kuruluşların kamusal sorumluluklarını da olumlu olarak gerçekleştirmelerine olanak hazırlayan bir performans boyutu olarak nitelendirilebilir.

         Kurum ve kuruluşlar açısından; kalitenin karlılığa etki ettiği düşünülerek,  kalitenin geliştirilmesi ile toplam kalite maliyetinin ve dolayısıyla toplam maliyetlerin önemli düzeyde azalması yönünde yararlı olduğunu söylemek mümkündür. Diğer taraftan, gelişmiş, sürdürülebilir, etkili kalite algılamasının ürün veya hizmet pazarında değer yaratıcı dolayısıyla rekabet üstünlüğü sağlayıcı bir yararının olduğunu söylemek yanlış olmaz.

         Kalite; tüketicinin veya vatandaşın, ürün veya hizmet ile karşılaştığı an yaşadığı deneyime bağlı olarak belirlediği bir nitelik olup, tüketici veya  gereksinimlerine göre ölçülebilir bir durumdadır.  

         Eskiden kalite kavramı en güzel, en iyi, en büyük gibi sıfatlarla tarif edilirken günümüzde kalite kavramı, klasik anlamından daha farklı olarak sadece ürün veya hizmetin kalitesi olmaktan çıkarak, yönetimin kalitesi anlamında daha geniş olarak kullanıldığı görülmektedir.

         Artık, kalite tüm kurum ve kuruluşlarda çalışanların sorumluluğu haline gelmiştir.Hatta daha da ileri giderek kalitenin sadece ürün ve hizmeti yapan kurum ve kuruluşun sorunu olmaktan çıkarak, nihai ürün ve hizmetin müşteriye veya vatandaşa ulaşmasına kadar ürün ve hizmet  zinciri üzerinde yer alan tüm kurum ve kuruluşların sorunu ve sorumluluğu haline gelmiştir.Yani kalite olayının “teknik” bir uygulama olmaktan çıkarak, temelinde “ insan odaklı” bir “felsefe” haline dönüştüğünü söylemek mümkündür.

2. 2. İş Yaşamında Kalite  
          İş yaşamında kalite anlayışı, özellikle son yıllarda, çalışanların fiziksel ve psikolojik refah düzeyini yükselten, örgütsel kültürde değişimler yaratan ve tüm çalışanların değerini arttıran bir yönetim felsefesi ve yaklaşımı olarak görülmektedir.
          Müşteriye “daha ucuz”, “daha kaliteli” ve “daha çabuk” ürün ve hizmet sunmak tüm işletmelerin temel hedefi durumunda olup, kalite olayı çalışanların davranışlarını belirlemekten, iş yapma usullerini belirlemeye, hedef ve strateji belirlemeden organizasyon yapısı belirlemeye kadar geniş bir alanda etkili olan bir “felsefe” haline gelmiştir.
           Kalite konusunda çalışmalar yapan araştırmacılardan Edward Demings kalitenin yönetilmesi gerektiğini ve bunun için şu 14 ilkenin uygulanmasının şart olduğunu ileri sürmüştür[20].

·                 Yönetim sürekli gelişmeyi hedeflemeli ve bunu gerçekleştirecek ortamı yaratmalıdır.
·                 Bu felsefe en üst kademeden en alta kadar tüm mensuplar tarafından benimsenmelidir.
·                 Kalite analiz ve incelemelerinde istatistik teknikler kullanılmalıdır.
·                 İşletme faaliyetleri sadece fiyat boyutuna göre değerlenmemelidir.
·                 Üretim ve hizmetlerle ilgili sürekli sorunlar aranmalı ve iyileştirme yapılmalıdır.
·                 İş başında eğitim verilmelidir.
·                 Liderlik eğitilmeli, dikkat sadece rakamlara değil, fakat kaliteye de kaydırılmalıdır.
·                 Korku yerine güven esas olmalı ve yaratıcılık hedeflenmelidir.
·                 Departmanlar, gruplar arasındaki bariyerler kalkmalıdır.
·                 Verimlilik artışı metot geliştirerek sağlanmalıdır.
·                 Rakamsal hedef koyan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
·                 Çalışanlara yaptığı ile övünme ve özdeşleşme imkanı vermeyen engeller kaldırılmalıdır.
·                 Herkesin kendini geliştirmesi teşvik edilmelidir.
·                 Yönetim yukarıdaki değişiklikleri yapacak önlemleri almalıdır.

           İş yaşamında kalite anlayışı, özellikle son yıllarda, çalışanların fiziksel ve psikolojik refah düzeyini yükselten, örgütsel kültürde değişimler yaratan ve tüm çalışanların değerini arttıran bir yönetim felsefesi olarak görülmektedir.
           İş yaşamında kalite yaklaşımı, çalışanla yönetim arasında karşılıklı saygının oluşturulması, işbirliğinin sağlanması ve çalışanların yönetimdeki kararlara katılması süreci ya da çalışanların, organizasyondaki yaşantıları vasıtası ile önemli kişisel ihtiyaçlarını doyurabilme derecesi olarak tanımlanabilmektedir. Bu bağlamda çalışma yaşamında kalite yaklaşımının temel amacı, örgütün karlılık, büyüme ve süreklilik gibi temel amaçlarını gerçekleştirmesi sürecinde çalışanlara, verimli bir şekilde faaliyette bulunacakları koşulların sağlanmasıdır[21].  


2.3. Kalite Kültürü ve Kalite Yönetim Sistemi
           İşletme yöneticilerinin ve çalışanların, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmek için işlerini yaparken, onlara yol gösteren, ışık tutan ve tüm çalışanların benimsediği ve kabul ettiği değerler, inançlar ve düşünceler sistemi olan kurum kültürü (paylaşılan değerler)[22]nün alt kültürü olarak kalite kültürünü düşünebiliriz.
           Kamu veya özel sektördeki kurum ve kuruluşların, bir insanın hatta bir ülkenin geleceği olan kaliteyi benimsemek ve kaliteli iş yapmak, öncelikle arzu ve isteğe bağlı olup, daha sonra bilgi ve görgü ile alakalıdır.
           Artık, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalite kültürünün yaygınlaşması gerekmektedir. Bunun için sahip olduklarımıza-insanımıza- değer olarak bakmak temel anlayış olmalıdır.Kişiler ne kadar donanımlı olursa olsun, yöneticiler ne kadar başarılı olurlarsa olsun bir kuruluşun sürdürülebilir başarısı bir yere kadar olur.Kalite kültürü ile donatılmayan bir kuruluşun sürdürülebilir başarı yakalaması çok zordur.
      
          Kalite Yönetim Sistemi ise, bir ürün veya hizmetin kalite konusunda belirtilmiş gerekleri yerine getirmesinde yeterli güveni sağlamak için uygulanan planlı ve sistematik etkinlikler bütünü olarak tanımlanmaktadır. Temelinde ürün ya da hizmetin geçtiği tüm aşamalardaki talimatlar, görev ve sorumluluk tanımları vb. ile belgelendirmesi, çalışanların eğitilmesi ve kalite konusunda bilinçlendirilmesi ile kalitenin planlanan düzeyde en az kaynak kullanımıyla korunması yatmaktadır. Kullanıcının gereksinimleri tam olarak ve belirlendiği şekilde karşılanmadığı sürece Kalite Yönetim Sistemi tanımlanmış sayılmaz[23].

        Kalite Yönetimi, müşteri tatminini kısa vadeli kar amacının üstünde tutan, mevcut ya da potansiyel müşterilerin ihtiyaçlarının karşılanması doğrultusunda ürün veya hizmetlerin sürekli iyileştirilmesi için organizasyonun bütün çalışanlarının aktif katılımını sağlamayı amaçlayan bir yönetim teknolojisi olarak da tanımlanmaktadır.

    Kalite Yönetimi isletmelere rekabet, pazar payının artması, maliyetlerin azaltılması, verimliliğin arttırılması, iç ve dış müşteri memnuniyeti v.b. alanlarda üstünlük sağlayan bir yönetim felsefesidir. Kalite Yönetimi, müşteri beklentilerini her şeyin üzerinde tutan, müşteri tarafından tanımlanan kaliteyi, tüm faaliyetlerin yürütülmesi sırasında ürün ve hizmet bünyesinde olu turan bir yönetim biçimidir.

        Kalite Yönetimi günümüzdeki rekabetçi dünya ortamında avantajlı duruma geçebilmeyi sağlayan en önemli yönetim metodolojisidir.

         Kalite Yönetimi, takım çalışmasının yanında iş gören katılımının başarılması için tepe yönetiminin Kalite Yönetimi ilkelerine başlanmasını ve liderliğini zorunlu kılmaktadır. Kalite Yönetimi olgulara, verilere ve analizlere dayalı karar almayı esas alan bir yönetim sistemidir Kalite Yönetiminin esas amacı, üretilen mamuller veya verilen hizmeti; müşteri gereksinimleri ile uyumlu performans standartlar serisi belirleyip, minimum maliyetle üretim ve hizmeti gerçekleştirmektir.

         Kalite, mükemmellik gibi kişilerin bakış açısına bağlıdır, birisi için iyi kalite olarak değerlendirilebilecek herhangi bir ürün ya da hizmet başkası için yetersiz olabilir. Kalite yönetimi kavramında kalitenin duyarlı bir anlamı vardır.

         Kalite yönetimi, bir isletmenin bütün fonksiyonlarının toplam olarak bütünleştirilmesini ve kontrolünü gerektirir. Etkili bir KYS, isletmenin koşullarına adapte edilmeyi ve uygun hale getirilmeyi gerektirir.
   
           
2. 4.  Kalite’yi Artırma  Programları ve Yöntemleri                                                  
         
          İşletmedeki kaygı duyulan konular olan kalite, müşteri memnuniyeti, yasal şartlar, güvenlik, hedefler, rekabet gibi konuların tüm çalışanların kaygısı haline getirmek suretiyle kuruluşun geleceği ile ilgili tüm davranışların ortak amaca odaklanmasını ve yönlenmesini sağlayan Kalite Yönetim Sistemi(KYS) standardı (ISO 9001)  uygulaması öncelikle belirtilmesi gereken husustur.

          Kalite Yönetim Sistemi uygulanmaması halinde kuruluşun kaygıları sadece patronun, yönetimin veya belli çalışanların üzerinde olacaktır. Tabii ki bu da başarının ve sürdürülebilirliğin önündeki en büyük engeldir.

          KYS ile elde edilenleri bireysel yeteneklerle başarmak mümkün olmayıp, ancak ISO 9001 gibi kalite yönetim araçları kullanarak başarmak mümkündür.

         İş yaşamında kaliteyi arttırmaya yönelik temel programları dört ana grup altında incelemek mümkündür. Bunlar;[24]

·                    Özerk çalışma grupları: Bir dizi işi yapmakla sorumlu olan, sayıları genellikle 15-20 arasında değişen, kendi kendini yöneten informel bir yönetim anlayışına sahip gruptur. Özerk çalışma grupları, üretkenlik, üretim esnekliği, teknolojik değişimlere daha hızlı bir şekilde uyum sağlanması, işe devamsızlığın ve işten ayrılmaların azalması, iş yaşamında kalitenin arttırılması gibi kazançlar sağlamaktadır.

·                    Kalite Çemberleri: Kalite çemberleri, yaptıkları işin kalitesi ile ilgili olan koşulları belirlemek, problemleri tanımlamak, alternatif çözüm önerileri sunmak, daha güvenli iş yaşamı koşullarını belirlemek ve üretkenliğin arttırılması amacıyla, 6-12 kişi arasında değişen sayıları bulunan, gönüllülük esasına göre bir araya gelmiş gruptur. Problem çözme yeteneği dolayısıyla kalite çemberleri, iş yaşamında kalite ile ilgili karşılaşılan muhtemel sorunlara çözüm getirmektedir.

·              Yönetim Kurullarında Temsil Edilme: Yönetim kurullarında temsil edilme hakkı, temsilcilere, çalışanların tümü tarafından dile getirilen ihtiyaçların üst yönetime aktarılması fırsatını sunmaktadır. Çalışanların derinden etkileyecek önemli kararlar alınmadan önce bu temsilcilere danışılmakta, böylece tüm personelin sesine kulak verilmiş olmaktadır. Karara etki eden çeşitli öneri, şikayet ve dilekler dikkate alınmakta, çalışanları pozitif yönde etkileyecek sonuçlara varılabilmektedir.


·          Çalışan-Sendika-Yönetim Komiteleri: Bazı sendika ve firmalar, aralarındaki çatışmayı azaltmak ve daha uzlaşmacı bir iklim yaratmak için her iki tarafın da temsilcilerinden oluşan komiteler kurmaktadırlar. Bu komiteler, ekonomik bunalıma, piyasanın gerilemesine ve fabrikaların kapanmasına yol açan ani ekonomik tehditlere karşı bir tepki olarak doğmuştur. 
   

            İş yaşamı kalitesini artırabilmek adına uygulanabilecek çeşitli yöntemler mevcuttur. En çok kullanılan yöntemler şöyle sıralanabilir;

·                    İş Rotasyonu: Bir kişinin önceden belirlenmiş zaman süresince, özellikle kendi bölümünde değişik işlerde çalışması ve bu işlere yönelik eğitim almasıdır.Bu yöntem; Kişinin sosyal çevresini genişletmek ve işletme içi sosyal bütünlüğü sağlamak, Sürekli aynı işi yapmaktan kaynaklanan monotonluk duygusunu ortadan kaldırmak, Kişinin gerçek anlamda başarılı olabileceği gerçek işleri saptamak, Takım çalışmasına yönelik etkinliği artırmak, Kişinin başarılı olacağı işleri ortaya çıkarmak, Geleceğin yönetici adaylarını hazırlamak, Kişilerin birbirilerini yedeklemelerini sağlamak gibi yararları nedeniyle çalışanlara kariyerleri doğrultusunda önemli katkılar sağlayacaktır[25].

·                    İş Zenginleştirme: Çalışanları motive etmek için daha fazla çaba sarf etme yaklaşımıdır.Bir işin derinliğine ek olarak işi daha çok kontrol etmeyi, sorumluluk almayı ve iş ile ilgili olarak daha fazla sağduyulu olmayı gerektirir.Çalışanların iş yükünü artırmadan işin niteliğini artırmadır.Çalışan, işin bir aşamasında değil bütün aşamalarında ustalaşarak, işi daha nitelikli yapmaya yöneltilir.

·                    Koçluk: Yöneticinin, astın performansını işbaşında düzenli olarak gözden geçirmesini ve bu konuda gerekli yönlendirmeler yapmasını içeren bir dizi faaliyettir. Diğer eğitim faaliyetlerinden oldukça farklılık göstermekte ve üst ile ast arasındaki iletişim ve etkileşimin niteliği ölçüsünde, her iki tarafa da yarar sağlamaktadır.

 ·                    Mentorluk: Deneyimli, konusunda uzman bir kişinin; bilgi, beceri, birikim, deneyimlerini diğer bir kişiye aktarması ve bu konuda ona örnek oluşturmasını içeren öğrenme ve gelişim sürecidir. Özellikle işe yeni başlayan ya da yeni sorumluluklar üstlenen kişiler için mentorluk daha önemlidir.Çalışanın organizasyona uyum sağlamasında, işin niteliği ve çalışma ortamından kaynaklanacak sorunların üstesinden gelme konusunda, ona yol gösterir ve destek olur.
 
·                    Yedekleme Planlaması: Organizasyonun üst düzey pozisyonlarını dolduracak kişilerin hazırlanmasıdır.İşletme içi ve dışı muhtemel adaylar araştırıp, belirlendikten sonra; aday havuzları oluşturulacak ve bu adayları yakından izleyerek, hedeflenen yönde geliştirilmelerine destek olunacaktır.

·                    Özel Kariyer Grupları: Farklı özellik ve konumda bulunan çalışanların özelliklerinin iyi analiz edilerek, onların potansiyel güçlerinden yararlanma hedeflenmektedir.(kadın çalışanlar, emekliliği yaklaşan çalışanlar gibi)[26]


·                    İletişim: Çalışanlar, gruplar, topluluklar arasındaki iletişim hayati öneme sahiptir.İletişim olmadan iş ve yönetim sürecinin başarılması imkansızdır.Çalışanlar sadece organizasyon amaçlarından değil, yeniliklerden de sürekli haberdar edilmelidir.İletişimin artması ile yönetimin demokratikleşmesi arasında yakın bir ilişki görülmektedir[27].

           Görüldüğü gibi, çalışma yaşamında kaliteyi arttırmaya yönelik programların ve yöntemlerin örgütsel bağlılığın, iş doyumunun ve üretkenliğin artmasını sağlamaya yönelik olduğunu söyleyebiliriz.


BÖLÜM 3

3. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ VE KALİTE    

        Bu üçüncü bölümde; İnsan Kaynakları Yöneticilerinin yeni rolleri ve yetkinliklerinden bahsedilerek, İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri ile Kalite  İlişkisi ile birlikte İnsan Kaynakları Yönetimi ve Elektronik İnsan Kaynakları Yönetimi ile Kalite Yönetim Sistemi ilişkisi ele alınmıştır.

3.1. İnsan Kaynakları Yöneticilerinin Yeni Rolleri ve Yetkinlikleri

        İK Yöneticileri örgütlerin ihtiyaçlarına, işgücü piyasasının güncel gereklerine ve çalışanların beklentileri gibi çeşitli örgüt içi ve dışı değişkenlere bağlı olarak giderek daha çok sayıdaki faaliyetlerinde emir-komuta niteliğinde yetki kullanarak stratejik ortak olma sorumluluklarını daha rahatlıkla yerine getirmektedirler.Bu doğrultuda, İnsan Kaynakları Yöneticilerinin yeni roller üstlenerek ve yeni yetkinlikler kazanarak işletmenin performansına katkıda bulunmaları beklenmektedir.

        Roller ne yapıldığını temsil ederken, yetkinlikler nasıl yapıldığına odaklanır. Sürekli değişen iş hayatında İK yöneticilerinin yukarıda ifade edilen rollerin yanı sıra diğer bazı roller de üstlenmeleri özellikle gelecek odaklı düşündüğümüzde ortaya çıkmaktadır[28].

·                    Birleştirici Müdür Rolü : Birbiri ile benzeşmeyen departmanları bir araya getirmekten sorumludur.
·                     İşletme Başarısının Takipçisi Rolü :  İşletmenin başarısına katkısı olmalıdır.
·                     Çalışanların Şampiyonu Rolü : Beşeri sermayeden sorumlu tutulmalıdır.
·                     Verimlilik Müdürü Rolü : Az ile çok yapmaktan sorumludur.
·        Etkililikten sorumlu Müdür : Sadece çalışanları değil, aynı zamanda işletmenin de etkililiğinden sorumludur.

             İK Yöneticileri bu rolleri üstlendikçe daha görünür olacaklar ve sorumluluk alacaklardır.Yani, İK Yöneticilerinden birden fazla rol üstlenmeleri beklenmektedir.
       

           İK Yöneticilerinin aşağıda belirtilen yeni yetkinlikleri geliştirmeleri önem taşımaktadır.

·                     Karar alma becerilerinin geliştirilmesi,
·                     İnsanları anlamak ve yönetmek,
·                     İşletmenin şartlarına uygun olarak kültürü hissetmek, yaratmak ve uyumlaştırmak,
·                     İşletmeyi yapı olarak değil, yeterlilik açısından ele almak,
·                     İşletme içinde işbirliğini artırmak,
·                     Sosyal beklentilere ve kamu politikasına özen göstermek,
·                     Yeni roller üstlenmeyi öğrenmek,
·                     Global tasarlamak, yerel davranmak.


 3.2. İnsan Kaynakları Yönetimi İşlevleri ile Kalite  İlişkisi

        Günümüzde kurumların yaşadıkları değişim süreci ve bu değişim doğrultusunda harekete geçen kurumsallaşma istekleri daha sistemli ve organize bir şekilde çalışma ihtiyacını beraberinde getirmiştir[29] .

        İş yaşamında kaliteyi oluşturan çeşitli faktörleri genel olarak; ışıklandırma, sıcaklık, temizlik gibi fiziksel çalışma koşulları, işin niteliği (yaratıcılığa açık olup olmadığı, otonomi sağlayıp sağlayamadığı gibi), organizasyondaki işçi-işveren ilişkileri, firmadaki ücretleme sistemi, yönetim stili (otokratik, katılımcı, demokratik gibi), işletmenin sendikaya bağlı olup olmadığı, stres, teknolojik yapı, ergonomi gibi birçok açıdan ele almak mümkün olabilmektedir.
 
İKY Temin ve Seçim İşlevi – Kalite : Çalışan Temin ve Seçim sürecinde gösterilen etkinlik ve verimlilik uzun vadede kalitenin göstergesi olacaktır.İstenilen nitelikte ve sayıda çalışanın seçimi sonrasında çalışanın işletmede tutulmasında sergilenen yaklaşım, izlenen strateji, işe alma-işte tutma maliyeti, işte kalma-işten ayrılma oranları gibi göstergeler çalışanın kalitesini ve bu kalitenin işletmeye yansımalarını zaman içerisinde gösterecektir.

İKY Eğitim-Geliştirme İşlevi- Kalite  :  Eğitim- Geliştirme faaliyeti ile eğitim öncesi-eğitim esnasında ve eğitim sonrasında bilgi ve davranış düzeyindeki değişme, eğitim maliyeti, eğitim amaçlarına ulaşılması, eğitime katılım düzeyi-memnuniyeti, eğitim geribildirimi,  eğitim karlılığı gibi kriterlere ve sonuçlara  bakılarak işletme ve çalışan açısından değerlendirme yapılması suretiyle kaliteye yansımaları anlaşılabilir.

 İKY Performans Değerlendirme İşlevi -Kalite : Çalışanların performanslarının değerlendirme yoluyla; çalışan performansının geliştirilmesi, çalışanların ücret artışlarının belirlenmesi, çalışanların gelişmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

Dolayısıyla; ücret yönetimi, terfi ve kariyer planlama, eğitim-geliştirme, seçme-yerleştirme gibi diğer İK işlevleri ile de yakından ilgili olduğu için kalite açısından belirleyici niteliği olduğu söylenebilir.

İşletmede uygulanan performans değerlendirme sisteminin uygunluğu, iyi yürütülmesi, değerlendirmenin zamanında, objektif ve adil bir şekilde bireysel performansı ölçmeye yönelik olduğu sürece, kalite açısından da olumlu katkıları olacaktır.

İKY Ücretleme İşlevi - Kalite : İşletmenin ücret sisteminin değişen müşteri ve işletme ihtiyaçlarına uyumlu olarak çalışanların beklentilerini karşılayacak ve çalışanları işletmede tutulmasını sağlayacak şekilde oluşturulması, kontrolü, denetimi  ve revize edilmesi kaliteyi de beraberinde getirecek bir unsurdur.

İşletmede uygulanan ücret sistemindeki; Temel(kök) ücret, Değişken Ücret (performans ücreti), Ek yararlar ve Sosyal yardımlardan oluşan toplam ücret paketi belirlenirken hem işin değerine, hem çalışanın performans-potansiyeline, hem de işletme- piyasa gereklerine uygun nitelikte duruma ve ihtiyaca göre hareket edilmesi beraberinde kaliteyi artırıcı etki yaratacaktır.

İKY Koruma (İş Sağlığı ve Güvenliği) İşlevi -Kalite: İşletmelerdeki kazalar, yaralanmalar, ve hastalıklar; sağlık ve güvenlik ile ilgili uygulamaların kalitesinin göstergesi olarak kabul edilmektedir.Kazaların sayısı, kaza sıklık oranı, kaza ağırlık oranı, kazada kaybedilen zaman, kazada can kaybı olması gibi hususlara bakılarak değerlendirmeler yapılması ve alınması gerekli önlemlerin belirlenmesi söz konusudur.

İş ortamında tehlike oluşturan fiziksel ve psikolojik durumların nedenleri ve sonuçları üzerinde çalışmalar yapılarak, iş ve yaşam kalitesi yönünden  olduğu gibi iş tatmini, verimlilik, etkinlik, iş gücü devri, devamsızlık gibi açılardan da tespitler yapmak mümkün olabilecektir.

İKY İşçi-İşveren Endüstri İlişkileri İşlevi -Kalite: İşçi  ve İşveren arasındaki yapılan müzakerelerin sonuçları, uyuşmazlıkların çözümü, sendikalı çalışanların sayısı, toplu iş sözleşmesinin objektif olarak uygulanması, çalışanların verimlilik düzeyi gibi hususlar kalite açısından belirleyici olmaktadır. Ayrıca, çalışma koşullarının, ergonomik koşullara uygun olmasının sağlanması da kalite için önemlidir.



3.3. İnsan Kaynakları Yönetimi ile  Kalite Yönetim Sistemi İlişkisi

         İşletmede kalite, sadece kalite yürütme kurulu, kalite yönetim temsilcisi, kalite ekibi, çalışma gruplarının değil, tüm seviyedeki çalışanların öncelikli ve sürekli işi olarak algılanırsa başarılı olma ihtimali mutlaka artacaktır.

         Kalite sağlamanın ve müşteriyi veya vatandaşı memnun etmenin yolu, çalışanları memnun etmekten geçmektedir. Çalışanların tatmininde kuşkusuz İnsan Kaynakları Yönetiminin işlev ve faaliyetleri önem kazanmaktadır.

         KYS’ni gerçekleştirmek için birey kalitesinin arttırılması gerekmektedir. Bunun için öncelikle üst yönetim ve çalışanlarla koordineli bir şekilde çalışmayı, kalite anlayışının çalışanlara benimsetilmesi yanında yönetim ve çalışanlarla diyalogun kurulmasında etkin rolü üstlenmesi gereken İnsan Kaynakları Yönetimidir.

         Başarılı bir KYS sürecinin temelinde başarılı insan kaynakları yönetimi yatmaktadır. İnsan kaynakları yönetimi rutin işlev ve faaliyetleri dışında KYS hedef ve stratejilerinin belirlenmesi, bunların çalışanlara duyurulması ve benimsetilmesi için çeşitli strateji ve metotların uygulanmasından sorumlu olmalı ve birey kalitesinin geliştirilmesi için eğitim sürecine büyük önem vermeli, personel yönlendirme ve yerleştirme, iş başında geliştirme, çalışanların bilgilerini tazeleme, bilgi yenileme programları düzenlemelidir. Bunların yanında tüm çalışanlara KYS tanıtıcı, destekleyici eğitim programlarının düzenlenmesi ve KYS sürecine kesintisiz, tam olarak destek vermeli.

          İnsan Kaynakları Yönetimi, KYS’nin başarısı için anahtar rol üstlenirken, çalışanların motivasyonu, örgüte bağlılığı, iş tatminini sağlama, yönlendirme, bilgi ve beceri düzeylerini yükseltici eğitimler verme, rotasyon, iş zenginleştirme,  gibi insan faktörünü geliştiren, yeteneğe, yaratıcılığa ve tanınmaya fırsat tanıyan işlerin ve esnek çalışma süreçlerinin uygulanmasına yönelik fikiri proje ve uygulamaların geliştirilmesini sağlaması önem taşımaktadır.

        Sonuçta; İKY’nin önderliği, desteği, kontrolü ve denetimi ile  uygulanan KYS’nin başarısının aynı zamanda İKY’nin başarısı anlamına geldiğini söyleyebiliriz.




BÖLÜM 4

4. TEİAŞ 4.İLETİM TESİS VE İŞLETME GRUP MÜDÜRLÜĞÜNDE İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ KOORDİNATÖRLÜĞÜNDE KALİTE YÖNETİM SİSTEMİ SÜRECİNİN İNCELENMESİ  
   

Kullanım kolaylığı, istenildiği anda diğer enerji türlerine dönüştürülebilmesi günlük hayattaki yaygınlığıyla, bugün elektrik enerjisi tüketimi ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en önemli göstergelerinden biridir.

19. yüzyılın sonlarında bulunup öncelikle aydınlatmaya dönük olarak insanlığın kullanımına sunulan elektrik enerjisini elde etmek için artan gereksinim sonucunda birincil kaynakların yanı sıra yeni ve yenilenebilir kaynaklar, rüzgar, güneş, biomas ve benzeri kaynakların da değerlendirilmesine başlanmıştır.

Elektrik enerjisinin Dünya’da günlük hayatta kullanılmaya başlaması 1878 yılında olmuştur. İlk elektrik santralı ise 1882’ de Londra’da hizmete girmiştir. Ülkemizde kurulan ilk elektrik üreticisi ise, 1902 yılında Tarsus’ta tesis edilen, bir su değirmenine bağlanmış 2 kW gücündeki bir dinamodur. İlk büyük santral ise 1913 yılında İstanbul Silahtarağa’da kurulmuştur.

Ülkemizdeki ilk elektrik işletmeciliği 1935 yılında 2805 sayılı kanunla kurulan Etibank ile başlamıştır ve bu kapsamda faaliyet gösteren elektrik enerjisi sektörü 15.07.1970 tarih ve 1312 sayılı kanunla Etibank’tan ayrılarak TEK, Türkiye Elektrik Kurumu’na devredilmiştir.

Türkiye Elektrik Kurumu da, 13.08.1993 tarihinde Türkiye Elektrik Üretim İletim A.Ş.(TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.(TEDAŞ) adı altında iki ayrı iktisadi devlet teşekkülüne ayrılmıştır.

TEAŞ bilahare elektrik sektöründe yeniden yapılanma kapsamında, 2 Mart 2001 tarihinde Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ), Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt Anonim Şirketi (TETAŞ) olmak üzere üç ayrı iktisadi devlet teşekkülü halinde yeniden yapılandırılmış ve TEİAŞ 01.10.2001 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır.

TEİAŞ 13.03.2003 tarihinde Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan aldığı “İletim Lisansı” çerçevesinde yeni piyasa yapısına uygun olarak merkez birimleri ve yurt sathına yayılmış proje, tesis, kontrollük, işletme, bakım ve yük dağıtım üniteleriyle faaliyetlerini sürdürmektedir.

T.C Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Türkiye Elektrik İletim A.Ş Genel Müdürlüğü“Devletin genel enerji ve ekonomi politikasına uygun olarak elektrik iletim faaliyetlerinde bulunmak, Elektrik Piyasasını işletmek ve elektrik arz güvenliğini tesis etmek” amacındadır.

TEİAŞ tarafından Türkiye elektrik sisteminde iki tür işletmecilik yapılmaktadır.Birincisi sistemin ana omurgasını oluşturan enerji iletim hatları ve trafo merkezlerinin tesis ve donanım bağlamında işletme ve bakımlarının yapılmasıdır.Bu hizmetler  Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki 22 adet İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüklerince yürütülmektedir.İkincisi ise, enterkonnekte sistemde, üretim ve tüketim yönünden yük dağıtım işletmeciliği yapılmasıdır.Sistemin işletmeciliği bir adet Milli Yük Tevzii ve dokuz adet bölge yük tevzii merkezleri aracılığı ile yerine getirilmektedir. 
4.2.TEİAŞ 4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü Tanıtım

          29.06.2001 Tarih ve  24447 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren TEİAŞ Ana Statüsü esaslarına uymak şartı ile ; TEİAŞ 4. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü, santrallerde üretilen elektrik enerjisinin, tüketim merkezlerine iletilmesi ve trafo merkezleri vasıtasıyla iletilen elektrik enerjisinin orta gerilim seviyesinde Dağıtım Şirketlerine verilmesi görevini İstanbul İli Anadolu yakası ve kısmi olarak Kocaeli İlini kapsayan kendi sorumluluk alanı içerisinde gerçekleştirmektedir.

           Türkiye Elektrik İletim A.Ş Yönetim Kurulu’nun 09.04.2003   tarih,14-106 sayılı Yönetim Kurulu Kararı  doğrultusunda gerçekleşen yeniden yapılanma ile; TEİAŞ Genel Müdürlüğü bünyesinde iki ayrı Grup Müdürlüğü olarak faaliyet gösteren Şebeke Tesis 2. Grup Müdürlüğü ile Ümraniye Şebeke İşletme Grup Müdürlüğü’nün birleşmesi neticesinde;  İstanbul(Anadolu) ve Kocaeli(Kısmi) illerini kapsayan  sorumluluk alanında hizmet vermek üzere, “TEİAŞ  4. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü kurulmuş olup, 15.08.2003 tarihinde fiilen görevine başlamıştır.
             
            4. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü;  Çok yüksek gerilimli ve yüksek gerilimli Elektrik Enerjisi İletim Hatları ile Trafo Merkezlerinin işletilmesi amacıyla  kurulmuş olup, Grup Müdürlüğümüz Merkezi İstanbul İli  Anadolu yakası olmak üzere kısmi olarak Kocaeli İlini de kapsayan bir alanda 380 kV ve 154 kV Enerji İletim Hatları ve Trafo Merkezlerinin işletme ve bakım hizmetlerini yürütmek, tevsiat, tadilat ve rehabilitasyonunu sağlamak, yatırıma giren yeni tesislerin ihale kontrollük ve kabul çalışmalarını yürütmek, enerji iletim hatları nedeniyle kamulaştırılan alanların istimlak çalışmalarını gerçekleştirmek, Tüketicilerin faturalarına esas değerlerinin tespitini yapmak, sayaç muayenelerini ve faturalarını hazırlamak, Bağlantı anlaşmaları kapsamında 3.Şahıslara teknik hizmet vermek, yatırım projelerinin takibini yapmak suretiyle görevlerini yerine getirmektedir.

         TEİAŞ 4. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü Merkezi Ümraniye’de olup,  İnsan Kaynakları Yönetimi işlev faaliyetleri bakımından TEİAŞ Genel Müdürlüğü İnsan Kaynakları Dairesi Başkanlığına bağlıdır.

4.3. Kalite Yönetim Sistemi İncelemesi

       TEİAŞ Stratejik Planında(2011-2015), İnsan Kaynakları Yönetimi açısından;

·          Yeterli sayıda nitelikli personele sahip dinamik bir teşkilat yapısı oluşturmak için gerekli çalışmaların yapılması ,

·           Teknoloji ve bilişim alanında yaşanan hızlı değişim çağımızın en belirgin özelliğidir. Bu değişim, içinde bulunduğumuz enerji sektörü ve Şirketimiz üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bu nedenle, Şirket personelinin gerekli bilgi ve donanıma sahip olması amacıyla ihtiyaç duyulan eğitim programlarının araştırılarak gerekli çalışmaların yapılması,

·         Şirketimizin esas faaliyet konusunu oluşturan işlerin çoğunlukla ağır ve tehlikeli işler olması özelliği de dikkate alınarak, işyerlerimizde çalışan personele verilecek eğitimler sonrası iş güvenliği malzemelerini kullanarak iş sağlığını korumak ve iş kazalarını minimuma indirmek hedeflenmiştir.

·           Elektrik iletim sisteminin işletilmesinden sorumlu Yük Tevzi işletme Merkezlerinde vardiyalı çalıştırılacak mühendis / teknikerin özlük ve sosyal haklarının iyileştirilmesi yönünde gerekli mevzuat çalışmalarının hazırlanarak gerekli girişimlerin sonucunda planın ilk yılında gerçekleşmesi beklenen yasal düzenlemelerin ardından, Kuruluşun vardiyalı mühendis / tekniker çalıştırılması ile sistem işletmeciliği 24 saat süreyle etkin ve efektif olarak sağlanması ve bilgilerin belirli aralıklarla yenilenmesi amacıyla sistem işleticilerinin düzenli olarak eğitimlerin sağlanması hedefleri belirtilmiştir.



 4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü, Kalite Yönetim Sistemi Politikası ;  

1-Elektrik İletimi faaliyetini kaliteli, sürekli ve güvenilir olarak gerçekleştirmek,
   
2-Sorumluluk alanımız içerisinde; Grup Müdürlüğümüzden hizmet alan iletim ve dağıtım sistemi kullanıcısı müşterilerimizin memnuniyetini artırmak,

3-Gelişen teknolojiyi takip ederek, Yasalar ve belirlenmiş olan Genel Müdürlüğümüz politikaları doğrultusunda TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi şartlarında hizmet sunmak,

4-Çalışanlarımızın iş güvenliğini, eğitimini, katılımını ve memnuniyetini artırmak,

5-Kalite Yönetim Sistemimizin etkinliğini sürekli iyileştirmek ve hizmet kalitesi ile sektöre örnek olmak, olarak belirlenmiştir.

4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü’nde Kalite çalışmaları Mart 2009’da başlamış olup, Türk Standartları Enstitüsünden TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Eğitimleri alınarak, Kurumun sektör ve faaliyet durumu standardın gereklerine göre yorumlanmıştır.

Müdürlüğün İnsan Kaynakları Yönetiminden sorumlu olan Personel Şefi aynı zamanda Kalite Yönetim Sistemi Sorumlusu olarak tespit edilmiştir.

KYS çerçevesinde hazırlanan Kalite Ek Kitabı, Prosedürler, Çalışma Talimatları, Görev Talimatları, Cihaz Kullanma Talimatları, Kalite Hedef Strateji Planları, Kalite Kayıt Listeleri, Proses Tanımları, Hizmet ve Kalite Planı, Cihaz Kalibrasyon Listeleri, Kullanılan Formlar,  Müşteri Memnuniyet Listeleri, Yürürlükteki Doküman Listeleri gibi tüm dokümanların yer aldığı KYS Web sitesi oluşturulup, tüm personelin erişimine açık olarak Müdürlük intranetinde yayınlanmıştır.

                                                       
Temmuz 2009’da uygulanmaya başlanan KYS ile ilgili olarak süreç içerisinde  Aylık Performans Değerlendirme Toplantıları, Yönetimin Gözden Geçirme Toplantıları ve İç Tetkikler yapılarak Sistemin işletilmesi sağlanmış olup, Türk Standartları Enstitüsüne müracaat edilmiştir.TSE’nin Müdürlükteki tetkik ve incelemeleri neticesinde Aralık 2009’da TS EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi alınmıştır.

Üç yıllık kullanım süresi olan belge için her yıl TSE tarafından Gözetim Tetkiki yapılmakta olup, 2012 itibariyle 2.kez üç yıllık süre ile Belge Yenilenmesi gerçekleştirilmiştir.



Müdürlük kalite çalışmaları düzenlenen periyodik toplantılarda “Hangi noktadayız?, Yapabildiklerimiz ne? Yapamadıklarımız varsa, bunların nedenleri nelerdir?” gibi sorularla genel durum tespiti yapılmakta, Hedefler, Müşteri memnuniyeti, Çalışan memnuniyeti gibi konularda  değerlendirmeler yapılarak, Kalite Yönetim Sisteminin geçmişi, mevcut durumu ve geleceği hakkında bilgi-fikir alışverişi yapılmaktadır.

Müdürlük olarak, KYS Yolculuğuna çıkılırken, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında bazı nedenlerle uygulanmakta olan KYS ile ilgili ilk soru, bu yönetim anlayışının bir kamu yönetim birimi olan elektrik enerjisi iletim faaliyetini gerçekleştiren enerji sektöründe uygulanıp, uygulanamayacağına ilişkin olmuştur. Esasen, KYS’nin benimsediği esnek yapı ve dayandığı insan unsuru ile, günümüzde bir çok kamu yönetim biriminde başarıyla uygulanması hem üst yönetimin önderliğine ve desteğine hem de çalışanların katılımına ve benimsemesine bağlı olmaktadır.
.

Bu durumda; İnsan Kaynakları Yönetimi desteğiyle kalite anlayışının ve Kalite Yönetim Sisteminin elektrik enerjisi iletimi sektöründe uygulanabilirliğinin ele alınması son derece  önemlidir. Çünkü  bir ülkede temel ve vazgeçilmez zorunlu ihtiyaç durumunda olan elektrik enerjisi; tüm sanayi, ticaret, imalat, üretim gibi ekonomik ve iktisadi sektörleri etkilediği gibi toplumsal ve sosyal kesimleri, nihai tüketici ve müşterileri ve vatandaşı etkilemekte, ayrıca diğer kamu yönetim birimlerinin faaliyetlerini de etkilemekte, özel sektör faaliyetlerinin performansı açısında da önem taşımaktadır. Bu açıdan kaliteli hizmet sunumunu hedef alan, başarılı bir enerji iletim sistemi yönetiminin ülke açısından ne gibi üstünlükler sağlayacağı unutulmamalıdır.

Bu bakış açısıyla, TEİAŞ 4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünde İnsan Kaynakları koordinatörlüğünde yürütülen Kalite Yönetim Sisteminin TEİAŞ’tan beklenen kaliteli, sürekli ve güvenilir enerji iletimi hizmetinin yerine getirebilmesi için sağlıklı bir şekilde kurulmuş olması ve etkin bir biçimde çalışması çok önemlidir.

Enerji hizmetleri, niteliği gereği kamusal hizmetler içinde yer almakta ve ulusal elektrik sisteminin başarılı olabilmesi açısından son derece hayati bir önem taşımaktadırlar. Gerek Ulusal gerekse Avrupa elektrik sisteminin başarısını etkileyebilme özelliği bulunan bu hizmetlerin , vatandaşın-özel sektörün-diğer kurum ve kuruluşların ihtiyaç ve beklentilerini dikkate alan bir anlayış içinde sunumu gerekmektedir.  

 

Günümüzde kamu yönetiminin karşı karşıya bulunduğu sorunlar nedeniyle, dünyanın bir çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkesinde olduğu ülkemizde de kamu sektörünün sergilediği  düşük performans ve sunduğu hizmetlerin kalitesi konusundaki yetersizlikler sorgulanmaya başlanmış ve aslında bir özel sektör uygulaması olarak başarılı sonuçlar veren Kalite Yönetim Sisteminin kamu sektöründe de hayat sahası bulması söz konusu olmaktadır.

TEİAŞ 4.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünde; “Yöneticiler ve çalışanlar tarafından doğru algılanmayan, benimsenmeyen değerler kağıt üzerindeki süslü sözlerden öteye gidemezler.” felsefesi benimsemek suretiyle;

Müdürlük olarak etkinlik, verimlilik ve başarı düzeyinin personelin ilgi, gayret, çalışkanlık ve yeterlilik gibi nitelikleriyle doğrudan ilişkili olduğunu, Kurum içinde ve dışında olumlu imajın ancak ve ancak çalışanlarla yaratılabileceğini, bütün Yöneticilerin örnek davranışlar sergileyerek birer rol modeli olmalarının gerekliliğini, KYS’nin yaşayan bir sistem olarak görülmesi ve KYS’nin sürekliliği için çaba sarf edilmektedir.

      
          Kalite Yönetim Sisteminin başarılı olması için temel olarak benimsenmesi ve uygulanması gereken ilkelerinden bazıları olan Liderlik, Performans ölçümü, Ekip çalışması , Sürekli gelişme , Hataların önlenmesi, Eğitim , Müşteri odaklılık gibi konulara baktığımızda ortak noktanın “İnsan” olduğunu görmekteyiz.

           Böylece; gerek kamu ve gerekse özel sektör kurum ve kuruluşlarda kalitenin oluşumunu, Kalite Yönetimi Sisteminin başarısını ve sürekliliğini sağlamada,    konusu “İnsan” olan İnsan Kaynakları Yönetiminin önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz.
    

 
SONUÇ

        İnsan ve İnsan Kaynakları Yönetimi konusunda yapılan en ilginç tanımlardan birisinde “İnsan; değerli bir kristal gibidir, her an kırılabilir, kırılan parçalar; sizin ve müşterinizin ellerini kesebilir.İşte; bu yüzden insan kaynakları yönetimi, dikkat ister, sabır ister, hoşgörü ister, motivasyon ister … kısacası liderlik ister.” denilmektedir.
       
        İnsan Kaynakları Yönetimine atfedilen bu rolün yanı sıra; Birleştirici Müdür Rolü, İşletme Başarısının Takipçisi , Çalışanların Şampiyonu Rolü, Verimlilik Müdürü Rolü, Etkililikten sorumlu Müdür gibi yeni rollerle sorumlulukların daha artacağı görülmektedir.


        Bugün teknolojik değişimlere bağlı olarak iş yaşamında ve iş gücünde büyük değişiklikler yaşanmakta  olup, çalışanların daha donanımlı olarak işyerlerinde gerçek demokrasi, iş ve iş dışı yaşamlarında denge isteyen bir duruma gelmeleri ile birlikte iş yaşamı niteliğinin artırılması çalışmalarında kurum ve kuruluşların mevcut durumlarını gözden geçirerek kurum ve kuruluşun gelişmesini, dönüştürülmesini sağlamak için yeniden yapılanmaya gidilmesi; verimliliğin, etkinliğin, müşteri veya vatandaşın memnuniyetinin artırılması, elektronik bilgi ve belge yönetiminin uygulanması gibi konular; kalitenin kurum kültürünün bir parçası olarak benimsetilmesi çabalarının daha fazla değerlendirilmesi ve gözden geçirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

         Bu bağlamda, yapılan bu çalışma ile özellikle kamu sektöründe İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kalite Yönetim Sistemi anlayışının uygulanmasının gerekliliği ve zorunluluğu ile birlikte kamu sektörünün kendine özgü kurumsal, yasal ve hiyerarşik yapısından kaynaklanan nedenlerle kamu sektöründe uygulanmasını güçleştiren zihinsel ve kurumsal engellerin aşılması için önlemler alınmasına İnsan Kaynakları Yönetiminin koordinatörlüğünde kalitenin oluşturulmasının gerekliliğinin anlaşılmasına ve Kalite Yönetim Sistemi uygulama çalışmalarının yürütülmesine   katkı sağlanması düşünülmüştür.
       
         “ insan odaklı “ olan İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kalite  Yönetim Sistemi anlayışına ilişkin olarak uygulamaya dönük araştırmalar,  bundan önce olduğu gibi bundan sonrada devam edecektir. Konuyla ilgili ileride yapılacak araştırmalarda, İKY Koordinatörlüğünde yapılacak kalite oluşumu ve KYS uygulamaları çalışmalarının, hem kamu sektöründeki kurum ve kuruluşlarını hem özel sektör kurum ve kuruluşlarını ve hem de kamu ve özel sektör karşılaştırmasını kapsayacak şekilde genişletilmesi ve karşılaştırmalı olarak yapılması çok yararlı olacaktır.


    
KAYNAKÇA

Canman, A.Doğan, Çağdaş Personel Yönetimi, TODAİE Yay., Ankara, 1995 .

Dündar Gönen: “Kariyer Geliştirme”: İnsan Kaynakları Yönetimi içinde, Cavide Uyargil v.d., 5.B., Beta Yay., İstanbul, 2010.

Ergin, Canan: İnsan Kaynakları Yönetimi, 2.B., Academyplus Yay., Ankara, 2002

Ersen, Haldun: Topyekün Mükemmelleşme Sürecinde İnsan Kaynakları ve
Kalite,  Maestro Yay., İstanbul ,2003.

Fındıkçı, İlhami: İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayım Dağıtım,
İstanbul, 1999.

Koçel, Tamer  : İşletme Yöneticiği, , 13.B., Beta Yay., İstanbul, 2011.

Özgen, Hüseyin, Azim Öztürk & Azmi Yalçın; İnsan Kaynakları Yönetimi,
Nobel Kitabevi, Adana, 2002.

Tutum Cahit :Personel Yönetimi, TODAİE Yay., Ankara, 1978. 

Tosun, Kemal : İşletme Yönetimi, Mars Yay., İstanbul, 1984.

Tüzüner, V.Lale: İnsan Kaynakları Yönetiminde Ölçme ve Değerlendirme, Beta Yay., İstanbul, 2011.

Ülgen, Hayri, Mirze Kadri : İşletmelerde Stratejik Yönetim , 5.B., Beta Yay., İstanbul, 2010.

Yalçın, Selçuk: Personel Yönetimi, 2.B., İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yay., İstanbul, 1985.

Yüksel, Öznur: İnsan Kaynakları Yönetimi, 2. B., Gazi Kitabevi, Ankara,1998.


MAKALE ve DERGİLER

Aykaç, Burhan: “21.yüzyılda kamu yönetiminde yeni eğilimler”, G.Ü.İ.İ.B.F. özel sayısı,2002,15-23  

Özçakar, Necdet: “Bir kamu kuruluşundaki toplam kalite yönetimi uygulamalarının değerlendirilmesi “, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi        Cilt/ Vol:39, Sayı/No:1, 2010, 106-124

Küçükkurt Mehmet, Can Baki ; “İletişimde Kaynak Faktörü ve İk’ya Katkısı”, Ege Üniv. B.Y.Y.O. Dergisi, Sayı.2, İzmir, 1988. 

Solmuş, Tarık : İş Yaşamında Kalite ve Kaliteyi Arttırmaya Yönelik Program , Türk Psikoloji Bülteni, (Eylül 2000), Sayı: 18, s. 37.

Taşdan, Murat: İş Yaşamı Niteliği Çalışmaları, Verimlilik Dergisi, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, Sayı:1, 2008,

TEİAŞ Stratejik Planı(2011-2015),

TSE Standart Dergisi, “Kalite Yönetim Sistemi”, Ekim 2011, Sayı:593, s.65



ELEKTRONİK KAYNAKLAR


http://www.teias.gov.tr/

http://www.ikademi.com/endustri-iliskileri/234-calisma-yasaminda-kalite.html

http://www.isguc.org/?p=article&id=32&cilt=5&sayi=1&yil=2003

http://www.ikademi.com/insan-kaynaklari-planlama/254-insan-kaynaklari-yonetiminintarihi-ve-gelişimi.html









[1] Yalçın, Selçuk, Personel Yönetimi, 2.B.İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yay.,İstanbul, 1985, s.3

[2]   Tosun, Kemal, İşletme Yönetimi , Mars Yay., İstanbul, 1984, s.354

[3] Yüksel, Öznur, İnsan Kaynakları Yönetimi, II. Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara,1998,s.9

[4] Özgen, Hüseyin, Azim Öztürk & Azmi Yalçın, İnsan Kaynakları Yönetimi, Nobel Kitabevi, Adana, 2002, s.5-6

[5] Fındıkçı, İlhami, İnsan Kaynakları Yönetimi, Alfa Basım Yayım Dağıtım,
İstanbul, 1999, s.9
[6] Ergin, Canan, İnsan Kaynakları Yönetimi, 2.B., Academyplus Yay., Ankara, 2002, s.15

[7] Sadullah, Ömer, “İnsan Kaynakları Yönetimine Giriş” İnsan Kaynakları Yönetimi, Cavide UYARGİL v.d.5.B., Beta Yay., İstanbul, 2010, s.3-6

[8] Sadullah, Ömer, v.d, a.g.e., s. 2-3

[9] Tüzüner, V.Lale, İnsan Kaynakları Yönetiminde Ölçme ve Değerlendirme, Beta Yay., İstanbul, 2011, s.12

[10] A.e., s.2-3
 
[11]  Canman, A.Doğan, Çağdaş Personel Yönetimi, 1. Baskı, TODAİE Yay., Ankara 1995,   s. 96

[12] Özgen vd., a.g.e., 2002, s. 8-9
[13]  A.e., s.9

[14]  Küçükkurt, Mehmet, Can, Baki , “İletişimde Kaynak Faktörü ve İk’ya Katkısı”, Ege Üniv. B.Y.Y.O. Dergisi, Sayı.2, İzmir, 1988

[15] Tutum, Cahit, Personel Yönetimi, TODAİE Yay. Ankara, 1978, s.10-11

 
 [16] Aykaç, Burhan, “21.yüzyılda kamu yönetiminde yeni eğilimler”, G.Ü.İ.İ.B.F. özel sayısı, 2002 ,15-23

[17] Canman, a.g.e., 1995, s.57

[18] Özçakar, Necdet, “Bir kamu kuruluşundaki toplam kalite yönetimi uygulamalarının değerlendirilmesi ”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi   Cilt/ Vol:39, Sayı/No:1, 2010, 106-124
 
[19]  Tüzüner, a.g.e., 2011,  s.12

[20] Koçel, Tamer, İşletme Yöneticiliği, , 13.B., Beta Yay., İstanbul, 2011, s.375


[21] Solmuş, Tarık, “İş Yaşamında Kalite ve Kaliteyi Arttırmaya Yönelik Program” , Türk Psikoloji Bülteni, Eylül 2000, Sayı: 18, s. 37.

[22] Ülgen, Hayri, Mirze Kadri, İşletmelerde Stratejik Yönetim , 5.B.Beta Yay.,  2010, s.418


[23]  TSE Standart Dergisi, “Kalite Yönetim Sistemi”, Ekim 2011, Sayı:593, s.65
    
[24]  Solmuş, a.g.e., 2000, s.39-40


[25] Dündar, Gönen, “Kariyer Geliştirme” İnsan Kaynakları Yönetimi, Cavide Uyargil v.d.,5.B., Beta Yay., İstanbul, 2010, s.282
 
[26]  Dündar,  a.g.e., 2010, s.283-284
[27] Taşdan, Murat, “İş Yaşamı Niteliği Çalışmaları”, Verimlilik Dergisi, Milli Prodüktivite Merkezi Yayını, Sayı:1, 2008, s.144-145
 
[28]  Tüzüner, a.g.e., 2011, s.33-34

[29] Ersen, Haldun. “Topyekün Mükemmelleşme Sürecinde İnsan Kaynakları ve
Kalite”, İstanbul: Maestro Yay., 2003, s.128