ANASAYFA İK SORUBANK İK SÖZLÜK İK KİTAP İK ARAŞTIRMA

14 Şubat 2013

İnsan Kaynakları Yönetimi Yüksek Lisans Yolculuğu Üzerine...

Babası Kepirtepe Köy Enstitüsü'nün ilk mezunlarından, annesi ise ev hanımı olan Serpil, 6 kardeşin en küçüğü olarak 1967 yılında Edirne'de dünyaya gelir. İstanbul Boğazı’nın belki de en güzel manzarasına hakim olan tarihi Rumelihisarı’nın üst kısmında bütün heybetiyle duran İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 1984 yılında yüksek öğrenimine başlar.Gün ağarırken İstanbul'un bir ucundan sabahın ilk ışıkları ile yola koyulup, akşamın karanlığında evine dönerek ve Rumelihisarı-Gaziosmanpaşa arasında 4 yıl süren eğitimini 1988 yılında tamamlar.

Serpil, İşletme Fakültesinden mezun olduktan sonra Yüksek Lisans için o dönemde Fakülte bünyesinde yapılan sınavı kazanmıştı fakat ailevi nedenlerden dolayı yüksek lisansını yapamadı.1989 yılında bir şirkette muhasebe alanında çalışıp ardından 1990 yılında (TEK)-Türkiye Elektrik Kurumunda göreve başladığı memuriyet hayatını halen Personel Şefi olarak sürdürmektedir. Ayrıca; kamu kuruluşlarındaki klasik düşünce olan öğrenilmiş çaresizlik içindeki memur anlayışını aşmak/değiştirmek için etkinliği ve verimliliği artırıcı yönde çabalarda bulunmakta olup, işyerinde kalite yönetim sistemi koordinasyonunu yürütmekte, e-bülten muhabirliği (makale-yazı-haber), web sitesi tasarımı çalışmaları yapmaktadır.

1995 yılında evlenen ve şu anda 13 yaşında "pırlanta" gibi bir erkek evlada sahip olan Serpil lisans eğitimi sonrasında Personel Şefi olarak yaptığı çalışmalarda edindiği bilgi, tecrübe ve becerilerini, İnsan Kaynakları yüksek lisans programında edineceği bilgi ve birikimle geliştirerek hizmet ettiği Kamu Kurumuna olumlu yönde katkılarda bulunmak amacıyla 2011 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi - İşletme İktisadı Enstitüsü’ne başvuruda bulundu.

Çünkü; Kamu Kuruluşlarında kamusal alanda daha modern, daha kaliteli, daha nitelikli hizmeti vermesinin, hizmet sürecinin merkezinde bulunan “İNSAN”unsurunun daha kaliteli, daha nitelikli olmasını sağlamak ile mümkün olabileceğine inanıyordu.“İNSAN” odaklı hizmet bilincinin yerleştirilmesine bilimsel çalışmalar yapmak suretiyle katkıda bulunmak istiyordu.

1988 yılında Rumelihisarı'ndaki İşletme Fakültesinde yapamadığı içinde bir ukde olarak kalan yüksek lisans eğitimini Avcılar'a taşınan İşletme Fakültesinde 2011 yılında yapma fırsatını yakaladı.
23 yıllık aradan sonra; İnsan Kaynakları Yönetimi Yüksek Lisans Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Cavide UYARGİL ile Öğretim Üyeleri Prof.Dr.Gönen Dündar ve Prof.Dr.Oya ÖZÇELİK‘ten oluşan yüksek lisans komisyonunun önünde bulunmak onun için onur ve gurur verici bir durumdu.

2011 Eylül ayında başlayan yüksek lisans yolculuğu 3 dönem devam etti ve Ocak 2013 itibari ile "İnsan Kaynakları Yönetiminin Kamu Sektöründe Kalite Oluşumunda Yeri ve Önemi" ve "6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun Başlıca Yenilikleri" konulu Projelerinin hazırlanması ile neticelendi.

2011-2013 döneminde Ümraniye-Avcılar arasında iki dönem haftada 4 gün, son dönem haftada 2 gün akşam 19-22 saatleri arasında süren Serpil’in bu yolculuğunda; evde yemek hazırlama, işyerindeki ve evdeki işleri yetiştirme, metrobüse binme-derse yetişme telaşı içerisinde, özel hayatında ve uykusunda da bazı fedakarlıklara maloldu...Ama yıllardır içindeki bu yolculuğa göğüs germek için yeşeren arzu ve istek ile birlikte, eşinin ve oğlunun hoşgörü, sabır ve anlayışı da engel olarak görünen konuları aşmasına yardımcı oldu.

İnsan Kaynakları Yönetimi Ana Bilim Dalı’nın değerli Öğretim Üyeleri Prof.Dr.Cavide UYARGİL, Prof.Dr.Gönen Dündar, Prof.Dr.Oya ÖZÇELİK , Prof.Dr.Ömer SADULLAH, Prof.Dr.Ahmet ACAR ve İşletme Yönetimi Ana Bilim Dalı Değerli Öğretim Üyeleri Doç.Dr.Muhteşem BARAN ve Prof.Dr.İbrahim PINAR'dan insan kaynakları ve işletme yönetimi ile ilgili çok kıymetli bilgilerle eğitim alan Serpil'in gönlünde bu değerli akademisyenler, akademik kariyerleri dışında da "ilgili ve doğal yaklaşımları" ile her zaman ayrı bir öneme sahip olacaktır..

Hepsi akademik alanda saygın bir yere sahip ayrı ayrı çok önemli ve değerli insanlar olan insan kaynakları yönetimi yüksek lisans hocalarından; insan kaynakları yönetimi ile ilgili bilgi birikimini ve müzakere yönetiminin günlük ve iş hayatındaki önemini doğal ve içten anlatımı paylaşan Sayın Cavide Hoca’ya; babacan ve duyarlı tavırları ile gerçek hayattan verdiği örnekleriyle dersleri süsleyen Sayın Gönen Hoca’ya; kendine has anlatıma sahip olan ve araştırma teknikleri dersinde hayli zorlanılan Sayın Oya Hoca’ya; ücret yönetimi konusuna hakimiyeti ile güçlü ve anlaşılır ders anlatımı ile ayrı bir yere sahip olan Sayın Ahmet Hoca’ya; müzik ve insan sevgisiyle işletme yönetimi dersini anlatan, ismi gibi bir insan olan Sayın Muhteşem Hoca’ya, iyilik ve güzellikle dolu kalbi ile dersinde zorlanılmayan ve hayat tecrübelerinin dinlendiği Sayın Ömer Hoca’ya; stratejik yönetim dersini sohbet havasında anlatan Sayın İbrahim Hoca’ya, sonsuz teşekkürlerini, saygı ve sevgilerini sunan Serpil, hepsine akademik hayatlarında daha uzun yıllar başarılar dilerken aileleri ve sevdikleri ile birlikte sağlıklı ve mutlu uzun ömürler diler..

Serpil; uzun bir aradan sonra öğrenci olmanın mutluluğunu, sınav heyacanını ve stresini, derste sunum hazırlığı telaşını, metrobüsle gidip- gelme, derse-sınava yetişme macerelarını, derste doğum günü, yılbaşı kutlaması gibi bir çok güzelliği yaşadığı arkadaşlarını ( Mine Küfündür, Sezin Yenidünya, Yasemin Korkmaz, Yasemin Genç, Songül Tüzin, Eda Torun, Burcu Balcı, Efe Atay, Leman Kıryiğit, Emel Yücel, Harun Kilci, Şeyda Köse, Nilay Aydan, Zeynep Tolunay, Ayla Orcan, , Merve Sayıner, Nevra Kara, Nil Ezgi Erdem, Hande Ucuz, Gülriz Bilir, Nilüfer Koçyiğit, Gizem Geniş, Seda Mumlu, Ezgi Erşahin, Sibel Yurtsever, Esra Alp) her zaman sevgiyle anacaktır.

Tüm sınıf arkadaşlarına sevdikleriyle beraber mutlu, sağlıklı ve başarılı yıllar dileyen Serpil, hepsine ayrı ayrı teşekkürlerini sunarak, herşeyin gönüllerince olmasını temenni eder. .

Serpil; yüksek lisans yolculuğunun sonunda;
"Her yolun sonu, her cümlenin noktası var. Kader dediğin bu işte; Niyet ve gayret...
Amaçlarımıza ulaşma konusunda sandığımızdan çok daha fazla kapasite sahibi olduğumuzu öğrendim.Bu yüzden; kalplerimizi ve zihinlerimizi amaçlarımız konusunda uyum içinde bir araya getirdiğimiz takdirde, hayatlarımızın tüm önemli amaçlarına ulaşabileceğimize inanıyorum." diyerek;

Can YÜCEL’den bir şiirle veda eder.

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü...
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...



11 Şubat 2013

İ.K ENERJİSİNİ YARATANLAR..?

 
MCT Danışmanlık’ın bu sene 18.’sini düzenleyeceği İnsan Kaynakları Zirvesi, 13-14 Şubat 2013 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda 50’den fazla oturumda 80 konuşmacının katılımı ile düzenlenecek.
İnsan Kaynakları profesyonellerini biraraya getiren konferansın bu yılki teması,
Enerjiyi Yaratanlar : Hareket, Dönüşüm, Güç

Liderler, yöneticiler ve insan kaynakları profesyonelleri için enerjiyi yaratmak ve yaymak, performansa çıkan yolu tarif ediyor.  Enerji, kimi zaman sektörde değişen regülasyon, rekabet ve pazar dinamikleri ile dışarıdan, kimi zaman da değişen bir yönetim anlayışının  uygulamaları ya da çalışanlarının sesi ile içeriden yaratılıyor ve yayılıyor.

Bu kapsamda Zirve’de tartışılacak konular;

Bireylerden Takımlara ve Organizasyonlara yayılan Yüksek Performans Enerjisi Nasıl Yaratılır?
Liderler, Organizasyondaki Enerjiyi Nasıl Tetikler?

İnsan Kaynakları Profesyonelleri Performansa Dönüşen Enerjiyi Nasıl Yönetir?

Enerji Yaratan ve Bağlılığı Etkileyen Şirket içi Ödüllendirme Sistemleri Nasıl Oluşturulur?

Organizasyonların Ücret ve Yan Haklar Politikalarının Çalışan Enerjisine Etkisi Nedir?

Eğitim, Gelişim ve Kariyer Planlaması’nda Yaratıcı Enerji Yayan Uygulamalar Nasıl Hayata Geçirilir?

Farklılıklar Olumlu Enerjiye Nasıl Dönüştürülür?

Farklı Kuşakların Enerjileri Performansa Nasıl Dönüşür?

Enerji Yaratan Diyaloglar Nasıl Oluşturulur?

İnsan Kaynakları Zirvesi 2013 içeriği, kurumlarda “Yüksek Performans”ı tetikleyen 4 ana unsur çerçevesinde hazırlandı.

İşte konferansın dört ana başlığı;

İKLİM / Enerjiyi Yaratan ve Yayan İklim
Değişimin yarattığı enerjiyi dönüştürebilmek
"Güç ve Para"nın yarattığı enerjinin organizasyonun iklimine etkisi
Kurumsal değerlerin yarattığı enerji

ETKİLİLİK / Enerji Yaratan ve Yayan Uygulamalar
Enerjiyi tetikleyen stratejiler
Toplumda enerji yayan etkili uygulamalar
Yetenek yönetimi uygulamalarının yarattığı enerji ve etkisi

LİDERLİK / Enerji Yaratan ve Yayan Liderler
Enerji yaratan ve yayan liderler
Liderlerden enerji yaratan ve yayan diyaloglar
Liderleri sürükleyen enerjiler

YETKİNLİK / Enerji Yaratan ve Yayan  Bireyler
Farklılıklardan yaratılan enerji
İnsan enerjisinin biyolojisi
Bireylerden enerji yaratan ve yayan diyaloglar
İnsan enerjisi ve bu enerjinin hiçbir zaman durmayan bir güçle hareket etme arayışında olan kurumlar ve liderleri için harekete, dönüşüme ve güce dönüşme formülleri 18.İnsan Kaynakları Zirvesi’nde sizi bekliyor.
kaynak:www.insankaynaklarizirvesi.com

10 Şubat 2013

EKİP ÇALIŞMASI İLE İLGİLİ FARKLI BİR HİKAYE...



Yaprak kesici karıncalar ya da diğer adıyla “attalar"ın belirgin özellikleri; koparttıkları yaprak parçalarını yuvalarına götürmeleri ve orada oluşturdukları ”yeraltı bahçelerinde”, yiyebildikleri tek besin olan bir “mantar türü”nü yetiştirerek varlıklarını sürdürmeleridir.


Hayatlarını devam ettirmek için son derece uyumlu bir işbirliği içindeki ekipler halinde farklı görevler üstlenmeleri onların büyüleyici olan yönleridir.

Yaprak kesme işlemini yapan ekip; yaprakları kuvvetli çeneleriyle keserek başlarının üstünde yuvaya taşır. Bu nedenle;  karıncaların gün boyunca çalıştıktan sonra yuvaya dönüşleri çok ilginç bir görünüm ortaya çıkarır. Böyle bir görüntüyle karşılaşan kişi, ormanın zemini sanki canlanmış, yürüyormuş hissine kapılacaktır.

Tahmin edilen o ki; Yaprak kesiciler, yağmur ormanlarında, yere dökülen yaprakların yaklaşık %15'ini yuvalarına taşıyabilecek kadar muazzam bir işbirliği ve çalışma becerisine sahiptirler. 

Kesici ekipler, yaprakları kesip yuvaya ulaştırırken…

Bir başka ekip, salgıladığı ”antibiyotik sıvı” ile yeraltı bahçelerini temizler, ”dezenfekte” eder…Böylece, “ekim” için kullanılacak mantar bahçesini bozacak herhangi bir ürünün yetişmesi önlenir.


Diğer bir ekip ise; yuvaya ulaştırılan büyük yaprakları, küçük parçalara ayırarak hazırlamaktadır.  Yaprakların kendisini yiyemezler çünkü, vücutlarında, bitkilerde bulunan selülozu sindirebilecek enzimler yoktur. Yaprakların küçük parçalar ayrılması; arkadan gelen başka bir ekibin, bu küçük yaprak parçalarını ağzında çiğneyip “lapa” haline dönüştürebilmesi ve ekim işlemine uygun duruma getirmesini sağlamak içindir.

Daha bitmedi.Bir başka ekip, devreye girerek, hazırlanmış yaprak lapasını mantar ekimi için uygun olan yerlere serer.O sırada, diğer ekip de yuva içindeki eski bahçeciklerden mantar parçalarını sürükleyerek bu yaprak lapalarının içine ekmektedir.

Evet.Nihayet, karıncaları besleyecek mantarın yetişmesi için tüm hazırlıklar tamamlanmıştır.

Bitti mi?Hayır.Bu olağanüstü organizasyon sürerken, geri kalan ekipler de başka görevleri yerine getirirler.Örneğin, “koloninin korunması” gibi.Yuva içindeki başka bir ekip,”kraliçe ile larvaları” korumaktan sorumludur.Orta boylu karıncalar, hemen tüm günlerini yaprak taşıyarak geçirdikleri için kendilerini korumakta zorlanır. Bu noktada, bir başka “koruyucu ekip” devreye girer ve yaprakları taşıyan işçi karıncaların yanında bulunarak onları korur.Daha küçük boyda olan bu koruyucu karıncalar, taşınan yaprağın üzerine oturarak çeşitli savunma taktikleri geliştirirler.


Üstte küçük boy koruması ile yaprak taşıyan bir yaprak kesici görülüyor .

 Belki tek tek ele alındığında sıradan gibi gözüken bütün bu işler, ortak bir amaç için çalışan ekip üyeleri sayesinde hiç de sıradan olmayan sonuçlar elde edilmesini sağlar.

Yaprak kesici karıncaların dünyası, iş yaşamında ekip çalışmasının temelini oluşturan bazı kavramları ve o kavramların işlerlik kazanmasıyla ortaya çıkan mükemmelliği de farklı bir açıdan sergilemektedir.

 *"Karıncaların hayatını devam ettirebilmesi "gibi ortak bir amacın varlığı,

 *"Yaprak taşıyan savunmasız üyelere"korumalık yapmak” gibi ekip üyeleri arasında karşılıklı bağımlılık,yardımlaşma,

 *"Antibiyotik sıvı ile ortamın temizlenmesi" gibi ekip üyelerinin “uzmanlığına”duyulan karşılıklı ihtiyaç,

 *"Bir ekip yaprakları keserken, diğerinin ekim yerini hazırlaması"gibi birbirine bağlı işlevlerin tam bir uyum içinde gerçekleşmesiyle yaratılan ekip sinerjisi, birlik ve beraberlik,

Kısacası; Amazon’da yaşayan “yaprak kesici-atta karıncalar” bize; bireysel güçler, bireysel yetenekler, bireysel çabalar; bir “amaç doğrultusunda” uyum içinde ”birleştirildiğinde” başarı için tükenmez bir güç elde edilebileceğini kanıtlamaktadır.

 

Kaynak:National Geographic